BORSA
2,488
1.08 %
DOLAR
34,803
0.24 %
EURO
86,700
-0.68 %
ALTIN (gr)
32,483
0.11 %

Semtlerin gelir seviyesine göre şehircilik hizmeti

Temelde tavrımızın ve şehircilik hizmetlerinin tüm insanlar için eşit olması gerekir. Ancak gözlemlerimiz o ki şehircilik hizmetlerinde semtlerin gelir seviyesi düştükçe o yerleşim yerine bakım da azaldığı doğrultuda.

Kaynakça : Özel Haber (Aslı Didari) | 04.02.2020 - 14:13:41

Bu anlatımdaki açılımı İstanbul’un ilçe ve semtlerine yansıttığımızda ise şöyle bir tablo ile karşılaşıyoruz: Maddi gücü yerinde olanların oturdukları semtlerin altyapısına, çöplerinin toplanma saatlerine, semtlerinin ilaçlanmasına, yeşillendirilmelerine, ulaşım ağlarının daha yeni ve nitelikli olmasına daha fazla önem veriliyor. Mesela Yeşilköy, Suadiye, Etiler ve Nişantaşı semtlerinde yapıldığı gibi.
Bu anlatımdaki açılımı İstanbul’un ilçe ve semtlerine yansıttığımızda ise şöyle bir tablo ile karşılaşıyoruz: Maddi gücü yerinde olanların oturdukları semtlerin altyapısına, çöplerinin toplanma saatlerine, semtlerinin ilaçlanmasına, yeşillendirilmelerine, ulaşım ağlarının daha yeni ve nitelikli olmasına daha fazla önem veriliyor. Mesela Yeşilköy, Suadiye, Etiler ve Nişantaşı semtlerinde yapıldığı gibi.
Hâlbuki gelir seviyesi daha alt grupta olan kesimin oturduğu mahalleler ve semtlerin durumu bu saydıklarımızla karşılaştırıldığında içler acısı.
Hâlbuki gelir seviyesi daha alt grupta olan kesimin oturduğu mahalleler ve semtlerin durumu bu saydıklarımızla karşılaştırıldığında içler acısı.
AMAÇ HİZMETSE, GÖSTERİLEN ÖZEN DE EŞİT OLMALI
Bizim kafamızdaki kodların belki ikili ilişkilerimizde yansımasının duygusal bir karşılığı olabilir ama kitlelere hizmet verirken tüm bireylere eşit davranmak işimize ve insana duyduğumuz saygının bir gereği olmalı.
AMAÇ HİZMETSE, GÖSTERİLEN ÖZEN DE EŞİT OLMALI Bizim kafamızdaki kodların belki ikili ilişkilerimizde yansımasının duygusal bir karşılığı olabilir ama kitlelere hizmet verirken tüm bireylere eşit davranmak işimize ve insana duyduğumuz saygının bir gereği olmalı.
ŞEHRİN ORTASINDAKİ HASTALIKLI METRUK GÖRÜNTÜ
İstanbul’da sur içinde yer alıp, ulaşım noktalarına bu kadar yakın olduğu ve tarihi merkezlerin birinde yükseldiği halde bazı semtlerin bakımsızlığını anlatmaya sözler yetmiyor.
Birçok örneği var ama İstanbul’daki Yenikapı semtini çizdiğimiz bu tabloya bir yere oturtalım isterseniz.
ŞEHRİN ORTASINDAKİ HASTALIKLI METRUK GÖRÜNTÜ İstanbul’da sur içinde yer alıp, ulaşım noktalarına bu kadar yakın olduğu ve tarihi merkezlerin birinde yükseldiği halde bazı semtlerin bakımsızlığını anlatmaya sözler yetmiyor. Birçok örneği var ama İstanbul’daki Yenikapı semtini çizdiğimiz bu tabloya bir yere oturtalım isterseniz.
Yenikapı’yı herkes önceleri Sirkeci-Halkalı hattında bir tren istasyonu olarak hatırlayabilir, şimdi ise Marmaray durağı olarak bilebilir. Hani İstanbul Marmaray projesi kapsamında yürütülen arkeolojik kazı ve sondajlarda Prehistorik Çağ’daki kıyılara dair önemli bulgulara rastlanan yer.
Aksaray’ın aşağısında yer alan semt, bir tarafından Laleli ve Beyazıt’a, diğer tarafından da Kumkapı ve Samatya’ya dayanır.
Yenikapı’yı herkes önceleri Sirkeci-Halkalı hattında bir tren istasyonu olarak hatırlayabilir, şimdi ise Marmaray durağı olarak bilebilir. Hani İstanbul Marmaray projesi kapsamında yürütülen arkeolojik kazı ve sondajlarda Prehistorik Çağ’daki kıyılara dair önemli bulgulara rastlanan yer. Aksaray’ın aşağısında yer alan semt, bir tarafından Laleli ve Beyazıt’a, diğer tarafından da Kumkapı ve Samatya’ya dayanır.
Yenikapı, eskiden Eminönü’ne bağlıydı. İşte her şey, bir gün İstanbul’da Eminönü’nün Fatih ilçesine geçmesi ile başladı. Eminönü tek başına planlanmayıp, Fatih ilçesi ile birlikte düşünülür olduktan sonra sanki üvey evlat muamelesi gördü. Eminönü’nü sadece iş çevresi olarak görenler, belki Sultanahmet’i değil ama Cankurtaran’ı Küçükpazar’ı, Kumkapı’yı ve Yenikapı’yı bir kenara attı.
Yabancılar şubesinin Kumkapı’da olması, oradaki yerleşim yerlerinin yabancılara ve bekârlara verilmesinin yaygınlaşmasında bir etmen oldu.
Yenikapı, eskiden Eminönü’ne bağlıydı. İşte her şey, bir gün İstanbul’da Eminönü’nün Fatih ilçesine geçmesi ile başladı. Eminönü tek başına planlanmayıp, Fatih ilçesi ile birlikte düşünülür olduktan sonra sanki üvey evlat muamelesi gördü. Eminönü’nü sadece iş çevresi olarak görenler, belki Sultanahmet’i değil ama Cankurtaran’ı Küçükpazar’ı, Kumkapı’yı ve Yenikapı’yı bir kenara attı. Yabancılar şubesinin Kumkapı’da olması, oradaki yerleşim yerlerinin yabancılara ve bekârlara verilmesinin yaygınlaşmasında bir etmen oldu.
BİNALARDA BÖCEKLENMELER VE KAÇAK ELEKTRİK KULLANIMI ARTTI
Üç katlı, dört kartlı, cumbalı tarihi ahşap evlerin odalarını tek tek kiraya verilerek, bir odada beş-on kişi üst üste yaşamaya başladığında meydana gelen yetersizliklerden ortaya böceklenmeler ve kışın da soğuğa karşı artan kaçak elektrik kullanımı ve bu nedenle trafoların sık sık arızalanması sorunu ortaya çıktı. Semtte elektrik kesintileri sıradan hale geldi.
Semte çöp toplamaktan, sinek ilaçlanmaya kadar yapılan bakım da gözle görülür halde geriledi.
Denetimlerin yetersizliğinden yabancıların kendilerini daha rahat hissettikleri mekânlar arttı. Buralardan kendilerine has yiyeceklerin kokuları ve müzik sesleri, tüm sokakları sardı.
Ve özellikle yolların durumu içler acısı. Bölge tarihi yarımadada olduğu için yerler parke taşları ile bezeli. Bu seçim kulağa güzel gelse de uygulamadaki ihmaller bu hoşluğu zorluğa dönüştürüyor.
BİNALARDA BÖCEKLENMELER VE KAÇAK ELEKTRİK KULLANIMI ARTTI Üç katlı, dört kartlı, cumbalı tarihi ahşap evlerin odalarını tek tek kiraya verilerek, bir odada beş-on kişi üst üste yaşamaya başladığında meydana gelen yetersizliklerden ortaya böceklenmeler ve kışın da soğuğa karşı artan kaçak elektrik kullanımı ve bu nedenle trafoların sık sık arızalanması sorunu ortaya çıktı. Semtte elektrik kesintileri sıradan hale geldi. Semte çöp toplamaktan, sinek ilaçlanmaya kadar yapılan bakım da gözle görülür halde geriledi. Denetimlerin yetersizliğinden yabancıların kendilerini daha rahat hissettikleri mekânlar arttı. Buralardan kendilerine has yiyeceklerin kokuları ve müzik sesleri, tüm sokakları sardı. Ve özellikle yolların durumu içler acısı. Bölge tarihi yarımadada olduğu için yerler parke taşları ile bezeli. Bu seçim kulağa güzel gelse de uygulamadaki ihmaller bu hoşluğu zorluğa dönüştürüyor.
KÖTÜ ALTYAPI, ÖZENSİZ İŞÇİLİK
Kötü altyapı, kalabalık nüfus ve gerçekleşen arızalardan ötürü zemin sık sık açılıp kapanıyor. Açılıp kapanmaktan o parke taşları aslında olması gerektiği gibi hiç düz duramıyor. Yapılan çalışmalarda da özen gösterilmediğinden, gelişi güzel dizilen taşlar yollarda yürümeyi imkânsız hale getiriyor.
O parke taşları aslında güzel bir işçilikle yöreye farklı bir hava katması amacı ile düşünülmüş evet ama kötü uygulamalardan halk taşların sadece sivri uçları üzerinde yürümek zorunda kalıyor. Bu nedenle semtte düz ayakkabı herkesin tercih sebebi. Aşırı su baskınlarında yokuş aşağıya hızla inen sular, sur dibindeki evlerin bodrum katlarına dolarken, orada oturan insanların su öbeklerinin içinde mazgallara ulaşarak temizlik yapma girişimleri her şiddetli yağmurda tekrarlanıyor.
KÖTÜ ALTYAPI, ÖZENSİZ İŞÇİLİK Kötü altyapı, kalabalık nüfus ve gerçekleşen arızalardan ötürü zemin sık sık açılıp kapanıyor. Açılıp kapanmaktan o parke taşları aslında olması gerektiği gibi hiç düz duramıyor. Yapılan çalışmalarda da özen gösterilmediğinden, gelişi güzel dizilen taşlar yollarda yürümeyi imkânsız hale getiriyor. O parke taşları aslında güzel bir işçilikle yöreye farklı bir hava katması amacı ile düşünülmüş evet ama kötü uygulamalardan halk taşların sadece sivri uçları üzerinde yürümek zorunda kalıyor. Bu nedenle semtte düz ayakkabı herkesin tercih sebebi. Aşırı su baskınlarında yokuş aşağıya hızla inen sular, sur dibindeki evlerin bodrum katlarına dolarken, orada oturan insanların su öbeklerinin içinde mazgallara ulaşarak temizlik yapma girişimleri her şiddetli yağmurda tekrarlanıyor.
BURADA YAŞANAN ZAMAN DİLİMİ HANGİ YÜZYIL
Bu manzaralara hangi yüzyılın göstergesi diye düşünmeden geçmemek gerek. Peki bu bakımsızlığı, bu terk edilmişliği, bu özensizliği nasıl tarif edebiliriz?
Burası bir dönem filminin çekildiği bir plato değil. Burası üzerine efektler eklenerek sonradan canlandırılacak bir film seti değil. Burası kendinden sisli, kirli, çamurlu, insan dolu bir semt artık.
BURADA YAŞANAN ZAMAN DİLİMİ HANGİ YÜZYIL Bu manzaralara hangi yüzyılın göstergesi diye düşünmeden geçmemek gerek. Peki bu bakımsızlığı, bu terk edilmişliği, bu özensizliği nasıl tarif edebiliriz? Burası bir dönem filminin çekildiği bir plato değil. Burası üzerine efektler eklenerek sonradan canlandırılacak bir film seti değil. Burası kendinden sisli, kirli, çamurlu, insan dolu bir semt artık.
BİNALAR ÇÜRÜK DİŞLER GİBİ SALLANIYOR
Her köşesinde seyyar gıda satıcılarının hava tahliye borusuna gerek duymadan tüttürdüğü yemek dumanları var. Evlerin bodrumlarında, kötü şartlarda, hijyenden uzak, kayıt dışı çalışan midye dolmacıların tezgâhları gizli. Binalar eskilikten ve bakımsızlıktan dökülüyor.
BİNALAR ÇÜRÜK DİŞLER GİBİ SALLANIYOR Her köşesinde seyyar gıda satıcılarının hava tahliye borusuna gerek duymadan tüttürdüğü yemek dumanları var. Evlerin bodrumlarında, kötü şartlarda, hijyenden uzak, kayıt dışı çalışan midye dolmacıların tezgâhları gizli. Binalar eskilikten ve bakımsızlıktan dökülüyor.
BURADA HİKÂYE ÇOK
Semtin güzelliği yok mu, var tabi. Bir kere deniz kıyısından temiz hava alıyor. Evler en fazla dört-beş katlı. Güneş bütün evlerin pencerelerinden girebiliyor. İnsanları birbirini kolluyor. Eski komşuluk ilişkileri ve yardımlaşma bir şekilde devam ediyor. Birbirlerine teklifsiz gidilip, geliniyor. Kapılar çalınıyor, aşureler kap kap dağıtılıyor. Çocuklara çok değer veriliyor. Yaşlılara gözleri gibi bakılıyor. Ramazanlarda, bayramlarda coşku yaşanıyor. Yabancılar bağıra basılıyor. Yollarda selam alınıyor, selam veriliyor. Muhtarları semtin babası gibi çalışıyor. Ama sorun o kadar çok ki hepsine yetişilemiyor. Onların samimi çabaları ve tüm bunlar semti yaşanır kılıyor.
BURADA HİKÂYE ÇOK Semtin güzelliği yok mu, var tabi. Bir kere deniz kıyısından temiz hava alıyor. Evler en fazla dört-beş katlı. Güneş bütün evlerin pencerelerinden girebiliyor. İnsanları birbirini kolluyor. Eski komşuluk ilişkileri ve yardımlaşma bir şekilde devam ediyor. Birbirlerine teklifsiz gidilip, geliniyor. Kapılar çalınıyor, aşureler kap kap dağıtılıyor. Çocuklara çok değer veriliyor. Yaşlılara gözleri gibi bakılıyor. Ramazanlarda, bayramlarda coşku yaşanıyor. Yabancılar bağıra basılıyor. Yollarda selam alınıyor, selam veriliyor. Muhtarları semtin babası gibi çalışıyor. Ama sorun o kadar çok ki hepsine yetişilemiyor. Onların samimi çabaları ve tüm bunlar semti yaşanır kılıyor.
SEMT TÜM GÜCÜ İLE DİRENİYOR
Semt her şeye rağmen sırtına yüklenen tüm yüklere karşı bulunduğu konumu, tarihi dokusu, üzerinde yaşanmışlıkları ile kalesini savunan savaşçı gibi mücadelesini veriyor.
SEMT TÜM GÜCÜ İLE DİRENİYOR Semt her şeye rağmen sırtına yüklenen tüm yüklere karşı bulunduğu konumu, tarihi dokusu, üzerinde yaşanmışlıkları ile kalesini savunan savaşçı gibi mücadelesini veriyor.
SORULAR
Semt halkı soruyor: Şehir üzerinde yaşayan insanlar kendi görevlerini yerine getirmiyorlar mı? Vergi ve aidatlarını ödemiyorlar mı? Toplu taşıma ücretleri eşit değil mi? Köprülere, geçitlere aynı rakamı vererek geçmiyorlar mı? Aynı su parası, aynı doğalgaz ve aynı elektrik tarifesi uygulanmıyor mu? Buralardaki sayaçlar başka tarafa doğru mu dönüyor?
Ben soruyorum: Yenikapı’nın sahilini Cruz Limanı yapmaya hazırlanan güç, arka sokaklarını da biraz yaşanır kılamaz mı?
SORULAR Semt halkı soruyor: Şehir üzerinde yaşayan insanlar kendi görevlerini yerine getirmiyorlar mı? Vergi ve aidatlarını ödemiyorlar mı? Toplu taşıma ücretleri eşit değil mi? Köprülere, geçitlere aynı rakamı vererek geçmiyorlar mı? Aynı su parası, aynı doğalgaz ve aynı elektrik tarifesi uygulanmıyor mu? Buralardaki sayaçlar başka tarafa doğru mu dönüyor? Ben soruyorum: Yenikapı’nın sahilini Cruz Limanı yapmaya hazırlanan güç, arka sokaklarını da biraz yaşanır kılamaz mı?