Sekiz girişi olan Kapalıçarşı’nın etrafını saran bu hanlar, kuyumcudan halıcıya, yorgancıdan havlucuya, avizeciden iplikçi ve gümüş atölyesine kadar birçok esnaf için ekmek kapısı oluşturuyor.
Bu hanlar Kapalıçarşıdaki satışı yapılan işlere tedarik sağlar. Aralarında ticari ve kültürel bağlar var.
Bugün Kapalıçarşı’da toplam 23 han bulunuyor. Kapalıçarşı içinde bulunan Mercan Ali Paşa ve Cebeci Han’da halı yıkama ve tamir işleri yapılıyor.
Safran Han yorgan, Mercan Çukur Han’da örgü atölyeleri var. Deniz tutkunlarının, denizcilikle ilgili malzemeleri bulabileceği adres ise Cebeci Han.
Sümbüllü Han: İçinde tarihi bir çeşmenin de yer aldığı Sümbüllü Han’da konfeksiyoncular yer alıyor. Sümbüllü Han’ın bugün birçok bölümü günümüze kadar ulaşamamış ve yıkılmış durumda.
Zincirli Han: Yaklaşık 50 dükkânın yer aldığı Zincirli Han’da bugün, büyüklü küçüklü birçok kuyumcu, halıcı ve avizeci müşteri bekliyor.
Çuhacı Hanı: Kapalıçarşı Varakçı Sokak çıkışında yer alan ve tarihi çok eskilere dayanan Çuhacı Han’da genellikle altın imalatçıları bulunuyor.
Damat İbrahim Paşa’nın yaptırdığı handa yaklaşık 350 tane kuyumcu dükkânı var.
Geçmiş zamana ait anekdotlar bugün hala devam eden geleneklerin nasıl oluştuğunu gözler önüne seriyor: "Yıllar önce en iyi kuyumcu atölyelerinin bulunduğu Çuhacı Han’da kuyumcular, işlerinin bitimince evlerine giderken ellerini kollarını hanın ortasındaki bir çeşmede yıkarlarmış.
Günün birinde çeşmeye altın parçası kaçmış. Çuhacı Han seferber olmuş, altını çıkarmak için çeşmeyi kırmışlar. Altını çıkarmışlar ama bir de ne görsünler yıllar yılı kuyumcuların ellerine yapışan altın tozları çeşmenin borularına birikmiş.
O gün borulardan kilolarca altın çıkarmışlar. İşte o gün bu gündür hiçbir kuyumcu elini alelade bir çeşmede yıkamamış. Atölyedeki bir leğende sodalı bir suda yıkar olmuş, leğenin altında altın tozları birikir yıl sonunda belki 200-300 gram altın çıkartılır diye.”
Büyük Yeni Han: Çakmakçılar Yokuşu’nda bulunan Büyük Yeni Han’da tül bent, basma gibi tekstil ürünleri satılıyor.
En çok gümüşçü ve havlucular iş yapıyor.
18. Yüzyılda 3. Mustafa tarafından yaptırılan han, bugün az sayıda iş yeri ve dükkana ev sahipliği yapıyor.
Handa yer alan dükkânlar ağırlıklı olarak gümüşçü, havlucu ve eşarpçılardan oluşuyor.
Çarşının içindeki cadde ve sokakların bazıları Fesçiler, Serpuşlar, Terlikçiler, Kuyumcular, Aynacılar ve Kalpakçılar gibi mesleklerle isimlendiriliyor.
Mücevher yapımı ise Zincirli Han’da gerçekleştiriliyor.
Cevahir ve Sandal Bedesteni, şamdandan saate, gümüş yemek takımlarından işlemeli bardaklara kadar birçok değerli eski eşya satan antikacılarla dolu.
Kapalıçarşı'nın içinde, kapalı bir alanda turistleri ağırlayan Şark Kahvesi.
Çeşit çeşit baharatların satıldığı dükkanlar. Çini, seramik eserler. Turistlerin ilgisini çeken hediyelik eşyalar. Nazardan sakınan boncuklar.
Kapalıçarşı'nın Osmanlı'ya açılan kapısı olan tavan süslemeleri.
Kapalıçarşı'nın bir çok kapısı birbirine bağlıdır. Hanların ve sokakların kesiştiği noktalardaki çeşmeler de çok ünlüdür.
Kilimciler. Yastık kılıfı ve işli gömlek satıcıları.
Bakır işlemeli tabak satanlar. Havlu eşya satıcıları.
Cam sanatının bir bir çeşidi. Sedef kaplamalı kutular, ipek eşarplar. Kilimler, sedirler ve yine halılar.
Deri eşyalar.
Bu fotoğrafta görülen kuyumcu vitrinin yanındaki suları hala akan ve tunç bir tastan içilen mermer bir çeşme var. Farklı mimarisi nedeniyle, her yeri birbirine benzeyen çarşının içinde kaybolanların buluşma noktası görevi görür.