İmalat sektörü finansa kolay erişmeyi talep ediyor

ASRİAD yönetim kurulu ve şube yöneticileri 'Programlama Çalıştayı' için bir araya gelerek, Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomi atmosferini tartışarak, kendi iş kolları üzerinden bir yol haritası çıkardılar. Çalıştayda pek çok konu ele alındı ve özellikle YEP'te yer alan finansa erişim konusu tartışıldı.
İmalat sektörü finansa kolay erişmeyi talep ediyor

Asrın İşadamları Derneği (ASRİAD) merkez ve şube yöneticilerinin bir araya gelerek gerçekleştirdiği "Programlama Çalıştayı 1. Yürütme Kurulu Toplantısı" 28-29 Eylül tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirildi.


TÜRKİYE EKONOMİSİ KONUŞULDU

ASRİAD Genel Başkanı Adnan Danışman'ın önderliğinde düzenlenen çalıştayda, ülkemizin ekonomik durumu gözden geçirildi, "yapılandırma" ile ilgili sorunlar ele alındı. 2019-2020 faaliyet döneminde yapılacak çalışmaların da programlaması ele alınan konular arasındaydı. 

2019-2020 DÖNEMİNDEKİ FAALİYETLER PLANLANDI

Müzakereler sırasında yeni döneme ilişkin değerlendirme, ümit ve endişeler de gündeme geldi.

ÇALIŞTAYDA TÜRKİYE'NİN GÜNDEMİ MASAYA YATIRILDI

ASRİAD'ın çalıştayında konuşulan konularsatır başlıkları ile şöyle sıralandı:


KÜRESEL TİCARET SAVAŞLARININ ETKİSİ

Küreselleşme süreçleri ekonomi meselesini artık giderek çok fazla etkilenen bir hüviyete büründürdü. Artık lokal ekonomilerin kendi içinde bütüncül bir yapıda kapalı olarak sürdürülmesi imkansız hale dönüştü.  Bu yüzdendir ki ülkedeki ekonomiyi irdelerken öncelikle küresel etkin ekonomileri irdelemek ve etki güçlerini iyi görmek gerekiyor. Dünyada egemen ülkelerde gelişen yeni siyaset tarzı, ekonomik savaşlar yanında fiili savaşları da en yüksek düzeye tırmandırdı Ekonomik güvenlik riski maksimiz edildi. Amerika, Çin, Avrupa, Rusya arasında cereyan eden gerilimlerden diğer ülkeler ve onun içinde bizim gibi jeo-konjonktürel hassasiyeti yüksek olanlar çok fazla etkiye açık. Denge politikaları risklerimizi minimize etmeye katkı verebilir.

SİYASAL AÇMAZLAR EKONOMİYE OLUMSUZ YANSIDI

2013 yılından bu tarafa içine sürüklendiğimiz siyasal içerikli handikaplar darbe girişimi ile zirveye ulaşmış ve komşular boyutunda küresel sorunlara bağlanmış durumda. Bütün bunların tümü ülkemiz ekonomisini derinden etkileyecek sonuçlar doğurmaya devam ediyor. Makro ekonomide uzun süre iyi bir trendle devam eden ekonomik gelişim belirli bir süredir sıkıntılı görüntüler sunmaya başladı. Ağustos 2018'den bu tarafa içine girdiğimiz döviz kaynaklı türbülans, diğer dinamiklerde de kendisini yoğun bir şekilde hissettirdi. Bu süreçte faizler fırlamış, enflasyon taşınabilir sınırları aştı. Gerek kamu yatırımları gerekse özel yatırımlar ciddi anlamda duraksamış, işsizlik yükselmiş ve piyasa hareketleri zayıfladı. Bunun sonunda ülkemizin kritik sorunu olan cari açık, fazlaya dönse de bunun yapısal olarak sağlanmaması dolayısıyla kalıcı bir iyileşme özelliği taşıyor. Ülkemizde yaşanan yığınla sorun yanında, uygulanmakta olan yeni siyasal sistem de test ediliyor. Ekonomik sonuçların iyi performans göstermesi yeni sistemin başarısı için de bir gösterge gibi kabul ediliyor.

EKONOMİNİN DIŞINDAKİ DEĞERLER DE PİYASALARI YÖNLENDİRİYOR

Bu dönemde yönetimden acilen beklenen ana konular; ekonomik güvenin tesis edilmesi, hukukun üstünlüğünde tereddütlerin ortadan kaldırılması ve kamu kaynaklarından istifade konusunda ayrımcı davranmaya son verilmesidir. Aynı zamanda, tüm ekonomik dinamikleri küresel seviyelere taşıması ve rekabet şartlarını sürdürülebilir hale dönüştürmesidir. Akdeniz’de yaşanan gerilimlerde önemli bir güç olarak var olmaya devam etmek tüm risklerine rağmen gerekli ve kaçınılmaz gözükmektedir.  Suriye krizini, göç sorununu ve terör riskinin, biraz daha iyi ve kalıcı iyileşme imajıyla yönetilmesi yeniden bir Türkiye hikayesi yazmaya da zemin oluşturacaktır. Önümüzde yaklaşık 4 yılık seçimsiz zaman bulunmaktadır. Bu zamanın çok iyi değerlendirilmesi halinde yeniden ekonomik atılımların yansımalarının bulunabileceği değerlendirilmektedir. Siyasal istikrar, güven atmosferi, özgürlükler, hukukun üstünlüğü ve güvenli uluslararası ilişkiler, kucaklayıcı politika tavırlar, hakkaniyetli dağılım yaklaşımları yeni yüksek hedefleri yakalamamıza imkan verecektir.

ENFLASYON DÜŞMELİ

Ülkemizde son aylarda makro rakamların eğrilerinin olumluya doğru döndüğü gözlemlenmektedir. Ekonominin girdaptan kurtulmaya başladığı gözlenmektedir. Enflasyonun, faizlerin düşmesi, dövizin yatırımı engelleyecek güvensizliği tetiklemekten uzaklaşması işleri daha da hızlandıracaktır.

ABD İLE TİCARET HEDEFİ ÖNEMLİ

Özellikle ABD ile ilişkilerin daha itimada dayalı sürece evrilmesi ve bahis konusu 100 milyar dolarlık ticaret hacminin yakalanması istikametinde iyileşmelerin başlaması ekonomiye hız verecektir.

FİNANSA ERİŞİM İMALAT SANAYİNE İVME KAZANDIRACAK

Kısa vadede imalat sanayiinin önünü açacak finansa erişim ve güvenli gelecek teminatı ekonomiye ivme kazandıracaktır. Yeni Ekonomi Programı'ndan (YEP) beklediğimiz bunlardır.