Birinci Dünya Savaşı sonrası ülkeler merkez bankalarını yapılandırdı

Merkez bankasına giden yolda Birinci Dünya Savaşı'nın ardından ve Cumhuriyet döneminde yaşananlar, ülkelerin kendi para politikalarını bağımsız olarak belirlemeleri yönündeki eğilimin etki önemli rol oynadı.
Birinci Dünya Savaşı sonrası ülkeler merkez bankalarını yapılandırdı

Birinci Dünya Savaşı'nın ardından, savaşa katılan ülkeler, stratejilerini artık savaşmaktan değil, ticaret ve sanayide yaşamak üzerine kurmaya karar verdiler.


MERKEZ BANKASI OLUŞTURMAK FİKRİ HIZ KAZANDI

Dünyada ortaya çıkan emisyon sağlayacak merkez bankalarının oluşturularak ülkelerin kendi para politikalarını bağımsız olarak belirlemeleri yönündeki eğilimin etkisiyle ve ülkemizde Kurtuluş Savaşı ile kazanılan siyasi bağımsızlığı ekonomik bağımsızlıkla güçlendirmek amacıyla bir merkez bankası kurulması yönündeki tartışmalar ve çalışmalar hız kazandı.

1923 İKTİSAT KONGRESİ ÖNEMLİ BİR GEÇİŞ NOKTASI

Bu konunun ilk kez ele alındığı 1923 İzmir İktisat Kongresi'nde, özellikle "millî devlet bankası" kurulması fikri üzerinde duruldu.

1927'DE KANUN TASLAĞI SUNULDU

1927 yılında Maliye Bakanı Abdülhalik Renda’nın merkez bankası kurulması hakkında sunduğu kanun taslağı kabul edildi. Ayrıca merkez bankasının kuruluş aşamasında yardımcı olması için; Ülkemiz yetkililerinin, diğer ülkelerin merkez bankalarından da görüş istediği belirtildi.


HOLLANDA RAPOR OLUŞTURDU

1928 yılında Türkiye'ye davet edilen Hollanda Merkez Bankası İdare Meclisi Üyesi Dr. G. Vissering, hazırladığı raporda hükûmete bağlı olmayan ve bağımsız bir merkez bankasının gerekliliğine dikkat çekerken; 1929 yılında İtalyan Uzman Kont Volpi, Türk parasının istikrarının sağlanması için bir merkez bankası kurulmasının şart olduğunu belirtmiştir. Bu gelişmelerin ardından Hükûmet; merkez bankası kurulmasına ilişkin gerekli yasal çerçevenin hazırlanması için harekete geçti. Lozan Üniversitesinden Prof. Leon Morf'un katkılarıyla Merkez Bankası yasa tasarısı hazırlandı.

TASARI 23 HAZİRAN 193'DA KABUL EDİLDİ

Tasarı; Türkiye Büyük Millet Meclisince 11 Haziran 1930 tarihinde kabul edilerek, 1715 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu adı ile 30 Haziran 1930 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlandı.

Merkez Bankası; farklı kurum ve kuruluşlar tarafından yürütülen işlevlerin tek elde toplanmasının ardından, 3 Ekim 1931 tarihinde faaliyetlerine başladı. Banka; diğer kamu kurumlarından tamamen ayrı ve bağımsız statüsünün bir göstergesi olarak, anonim şirket biçiminde hukuki varlığını kazandı.

Bankanın hisseleri oplam 4 sınıfa ayrıldı. Kuruluş Kanunu'na göre Merkez Bankasının temel amacı, ülkenin ekonomik kalkınmasını desteklemektir. Bu amaçla Banka’ya aşağıdaki yetkiler tanındı.Bu dönemde uygulanan sabit döviz kuru rejimi altında döviz kurlarını belirlemek ise, Hükûmete ait oldu.