Küresel ısınmanın yaşattığı ekonomik kayıp 3 trilyon dolar

Dünya ısınmaya devam ederken iklim değişikliğinin neden olduğu afetler de artıyor. Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin 17 yılda yaşattığı ekonomik kayıp 3 trilyon doları aştı.
Küresel ısınmanın yaşattığı ekonomik kayıp 3 trilyon dolar

EGD Küresel Isınma Kurultayı Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Doğanay Tolunay, küresel ısınma ile ilgili raporunda "AON Empower Results tarafından açıklanan bir rapora göre iklim değişikliğine bağlı afetlerin neden olduğu 2000-2017 yılları arasındaki ekonomik kayıplar toplamda 3 trilyon ABD dolarını aştı." ifadesine yer verdi.            


Germanwatch tarafından yayınlanan “Küresel İklim Risk Endeksi” raporuna göre ise 1998-2017 yılları arasında 11 bin 500 aşırı hava olayı 3,47 trilyon dolarlık hasara ve 526 binin üzerinde can kaybına neden oldu.

TÜRKİYE’DE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KONUSUNDA SON 10 YILDA YAŞANANLAR

Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) verilerine göre 2008 sonrasındaki 10 yıldan 9’u uzun yıllar ortalamasından daha sıcak geçti. 2010 yılı en sıcak yıl olarak tarihe geçti ve bu yıl sıcaklıklar ortalamadan 2 derece daha yüksekti. 2018 yılı +1,9 derece anomali ile en sıcak 2., 2014 yılı ise +1,4 derece anomali ile 3. yıl oldu.


2008 yılı yağışların yüzde 24 azaldığı ve son 40 yılın en kurak yılıydı. 2008 yılında büyük şehirlere su sağlayan barajlarda su kalmadı, bazı şehirlerde araç yıkanması bile yasaklandı. Gelecekte ülkemizde yağışların yüzde 30-40 civarında azalabileceği öngörülüyor. Bu nedenle 2008 yılı gelecekte yaşayabileceğimiz kuraklığa son derece iyi bir örnek oluşturuyor. Ayrıca Son 10 yıl içinde 2013 ve 2017 yılları da kurak geçti ve yağışlar yüzde 10’dan fazla azaldı.

SON ON YILDA YAĞIŞ REKORU KIRILDI

Yağış rekoru da son 10 yılda kırıldı. 2009, son 40 yılın en yağışlı yılıydı ve yağışlar ortalamalara göre yüzde 25 kadar fazlaydı. Bu durum ülkemizde sellerin yaşanmasına neden oldu. 9 Eylül 2009’da İstanbul’da yaşanan sel felaketinde 31 kişi hayatını kaybetti. 2018 yılı da yağışların yüzde 15 kadar arttığı ve son 40 yıldaki en yağışlı beşinci yıl oldu.

İklim değişikliği ülkemizde sadece sellere değil, fırtına, yangın, don, dolu, yıldırım gibi afetlere de neden olurken, sayısı da her geçen gün artıyor. 2008 yılında 296 meteorolojik kökenli ekstrem olay yaşanmışken 2018 yılında bu sayı 840’a çıktı. 1990-2007 yılları arasındaki ortalama yıllık ekstrem olay sayısı 145 iken bu sayı 2008-2018 arasında yıllık 542’ye ulaştı.

TÜRKİYE’DE SON 10 YILDA 404 HORTUM YAŞANDI

Avrupa Şiddetli Hava Olayları Veri Tabanı (ESWD)’den alınan verilere göre ülkemizde 1997-2007 yılları arasında toplam 42 hortum meydana gelmişken 2008-2018 yılları arasında toplam 404 hortum kaydedildi. 2008 öncesindeki 10 yıllık dönemde yıllık ortalama hortum sayısı 4’ken, bu sayı 2008 sonrasındaki 10 yıllık dönemde 37’ye çıktı.

TÜRKİYE’DE AŞIRI HAVA OLAYLARINDA 587 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ

Germanwatch tarafından yayınlanan “Küresel İklim Risk Endeksi” raporuna göre ülkemizde 1998-2017 yılları arasındaki aşırı hava olaylarında 587 kişi hayatını kaybetti. 20 yıllık dönemdeki toplam ekonomik kayıp 9,23 milyar doları aştı. Aşırı hava olaylarının ülkemiz ekonomisine verdiği yıllık ortalama zarar ise 461,5 milyon dolar civarında.

Kişi başı sera gazı salımlarımız da arttı. 1990 yılında 3.7 ton kadar olan kişi başı sera gazı salımı 2008 yılında 4.9 tona ve 2016 yılında 6.2 tona yükseldi.

İklim değişikliğinin ülkemiz ekonomisine neden olduğu zarar milyarlarca dolar iken sera gazı salımlarımız artmaya devam etti. 

Küresel Isınma Kurultayı’nın ilkinin düzenlediği 2008 yılında Türkiye Kyoto Protokolü’nü imzalamamıştı. 2018 yılında da Paris İklim Anlaşması’nı imzalamayan 13 ülke sayıdaki ülke arasında yer alıyoruz. 

2008 yılında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin gelişmiş ülkelerin yer aldığı Ek-1 listesinden çıkmaya çalışıyorduk ve halen de çalışıyoruz. 2018 Aralık ayı başında Polonya’nın Katowice kentinde düzenlenen 24. Taraflar Konferansı’nda yine Sözleşmenin Ek-1 listesinden çıkmayı talep ettik, ancak uygun bulunmadı. 2019 yılı içinde Paris İklim Anlaşması’nı onaylamazsak iklim değişikliği süreçlerinin tartışıldığı Taraflar Konferansları’na ancak gözlemci statüsü ile katılabileceğiz ve kararların alınmasında herhangi bir etkimiz olmayacak.