Diyarbakır’da siyaset ve ekonomi konuşuldu

Dicle Üniversitesi (DÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanlığınca, Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen 2. Uluslararası Ekonomi, Yönetim ve Siyaset Sempozyumu AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’un katılımıyla Diyarbakır’da gerçekleşti.
Diyarbakır’da siyaset ve ekonomi konuşuldu

DOLAR BİR REZERV PARA BİRİMİ OLMAKTAN ÇIKSIN

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, "Birileri aba altından sopa gösteriyor. Türkiye'yi IMF'ye muhtaç hale getirmeye çalışıyorlar. Şunu bir kez daha açık bir şekilde söylüyoruz. Kim ne isterse istesin Türkiye bir daha asla IMF'nin kapısına gelmeyecek, asla IMF'nin önünde diz çökmeyecek." dedi.


KRİZLER FIRSATLARI DOĞURUR

2. Uluslararası Ekonomi, Yönetim ve Siyaset Sempozyumu'nda konuşan Kurtulmuş, büyük tehditlerin olduğu dönemlerin büyük fırsatlar ve büyük imkanları ortaya çıkardığını bildirdi.

Dünya ekonomisini ve siyasetini yeniden yapılandırmak bakımından üç temel noktaya dikkat çekeceğini aktaran Kurtulmuş, dünyanın yeni bir finansal mimariye ihtiyacı olduğunu ifade etti.

Kurtulmuş, Türkiye'nin, dünyanın finansal mimarisinin yeniden yapılandırılması, dünyada yüksek teknolojiler arasındaki mücadeleye katılabilmek ve dünyadaki siyasal sistemin yeniden oluşturulabilmesi için orijinal fikirlere sahip olduğunu belirtti.


"DÜNYADAKİ TİCARETİN YÜZDE 65'İ DOLARLA YAPILIYOR"

Şu anda dünyada bütün ülkelerde parayı elinde bulunduran güçlerin, hem özel sektör hem de merkez bankaları üzerinden ülkelerin siyasi otoritelerini çok güçlü bir şekilde borçlandırdığına işaret eden Kurtulmuş, şöyle devam etti:

2. DÜNYA SAVAŞI'NIN GALİBİ DOLAR OLDU

"2. Dünya Savaşının galibi Amerika, savaşın rezerv para birimi de dolardır. Şu anda dünyadaki ticaretin yüzde 65'i dolarla yapılıyor. Önceden paranın altın karşılığı vardı. 100 dolar basıyorsan 100 dolarlık altının kenardaydı. Şimdi ise bir kağıt parçasının üstüne 100 dolar koyarsan 100 dolar, 10 dolar koyarsan 10 dolar. Altının karşılığı var mı? Yok. Niçin rezerv para birimi olduğu için. Adam makinenin başına geçmiş kağıdı, mürekkebi koyuyor 100 dolar diyor. Biz ona itibar ettiğimiz için 100 dolar. Operasyon yapıyor 100 doların alım gücünü de kendisine artırıyor, bizi fakirleştiriyor. Gerçek değeri ne 35 cent. Dünya böyle bir dünya ve bu dünya giderek daha zor bir finansal yapı içerisinde."

"DÜNYADA YENİ BİR FİNANSAL MİMARİYİ İNŞA EDECEĞİZ"

Tüm ülkelerin bu kıskaçtan kurtulmak için bir arayış içerisinde olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu: "Dünyada yeni bir finansal mimariyi inşa edeceğiz. Cumhurbaşkanımız bunun iki unsurunu söyledi. Bunlardan birisi dünyada dolara bağımlılığı azaltmak için herkes kendi para birimiyle ticaret yapsın. Biz Ruslara ruble ödeyelim onlardan Türk parası alalım. Böylece dünyadaki dolara bağımlılığın azalması, doların bir rezerv para birimi olmaktaki gücünü azaltır ve dünyada yeni bir finansal mimariyi ortaya koyar. Bu yeni finansal mimariyle 2. Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan dünyadaki Dünya Bankası, IMF, IBRD, Dünya Ticaret Örgütü gibi örgütler de yeniden gözden geçirilir. Dünya Ticaret Örgütü bizim gibi birçok ülkeye kendi ticaret kurallarını dayatıyor ama Amerikalılar aynı kurallara uyuyor mu? Adam bir gecede 'Ben bu kadar gümrükleri artırdım.' diyor. Hani dünyadaki vergiler üzerindeki liberal kurallar? Bütün bunların hepsinin gözden geçirileceği bir döneme geldik. Büyük fırsatların ve imkanların ortaya çıktığını görüyoruz."

Kurtulmuş, dünyanın yeni bir finansal mimariye geçtiğini, dünyada ülkelerin kendi para birimiyle alışverişlerini çok artırdıklarını, doların bir şekilde rezerv para olmaktan çıktığını ve dünyadaki insanları borçlandıran bu küresel finansal sistemin bir şekilde ortada olmayacağını gördüklerini belirtti.

"TÜRKİYE BİR DAHA ASLA IMF'NİN ÖNÜNDE DİZ ÇÖKMEYECEK"

Bir gün IMF'nin ve Dünya Bankasının işlemediğini, eski fonksiyonlarının olmayacağının görüleceğine değinen Kurtulmuş, şunları ifade etti: "IMF paradan ve ekonomik reçeteden daha çok siyasi reçeteleriyle bilinen bir kuruluştur. Dünya egemenlerinin kendi güçlerini sürdürmesi için bir şekilde yardımcı olan bir kuruluştur. Şunu bir kez daha açık bir şekilde söylüyoruz. Kim ne isterse istesin Türkiye bir daha asla IMF'nin kapısına gelmeyecek, asla IMF'nin önünde diz çökmeyecek."

Numan Kurtulmuş, Teknolojinin gelişmesinin Türkiye gibi ülkeler için büyük bir imkan olduğunu belirterek, şu görüşlere yer verdi:

ZAMANINDA TUSAŞ ENGELLENDİ

"1940'larda Nuri Demirağ Türkiye'de uçak yaptı. Ama hain bir el, karanlık bir el Nuri Demirağ'ın yaptığı o uçakların yurt dışına satılmasına mani oldu, adamın fabrikasını kapattırdı. 1978'te Türk Uçak Sanayi Anonim Şirketi (TUSAŞ) bir devlet şirketi olarak İtalyan firmasıyla birlikte tam masada savaş uçağı anlaşması yaparken karanlık odadan gelen telgraf 'sakın ha bu anlaşmayı imzalamayın' diye TUSAŞ tarafını masadan kaldırdı. Şimdi Türkiye yeni yeni kendi uçağını yapabilme kudretine, gücüne sahip hale geldi.

"TÜRKİYE'DEKİ TEKNOLOJİ TARİHİ AYNI ZAMANDA İHANET TARİHİDİR"

Türkiye'deki teknoloji tarihi aynı zamanda ihanet tarihidir ve bu ihanet tarihini ters yüz etmeye başladık. İstanbul'da Teknoloji Festivali oldu. On binlerce insan yolları kapattı. Türkiye yüzde 100 yerli üretimi olan insansız hava araçları, helikopterleri, savunma ve sanayi alanındaki ürünleri orada sergiledi. Teknolojide geldiğimiz yeri göstermesi bakımından son derece önemli bir festivaldi."

Tüm üniversiteleri, yeni teknolojilerin gelişmesi için önemli bir mekan haline getireceklerini vurgulayan Kurtulmuş, üretimde, finansmanda ve yönetimde üniversite eksenli yeni bir çıkış sağlayacaklarını aktardı.

İkinci ve üçüncü sanayi devriminin geride kaldığını anımsatan Kurtulmuş, dördüncü sanayi devrimini ıskalamayacaklarını, özellikle yüksek teknolojiler üzerinden gelişen küresel rekabet ortamında Türkiye'yi büyük bir ülke haline getireceklerini bildirdi.

BİZ DE DİYARBAKIR’I HAZIRLIYORUZ

Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu ise kentin kadim insanlık geçmişinin önemli bir merkezi, medeniyet tasavvurunun yeşerdiği bir şehir olduğunu söyleyerek "Bugün Türkiye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde sadece ülkemiz için değil ümmet ve tüm dünya için bir gelecek vizyonu ortaya koyarken bizler de yerelde Diyarbakır'ı aynı doğrultuda hazırlamanın sorumluluğu içerisindeyiz." ifade etti.

ETKİNLEKLERDE DİYARBAKIR TANITILIYOR

DÜ Rektörü Prof. Dr. Talip Gül, üniversitede yüzlerce ulusal ve uluslararası toplantılar yapıldığını, toplantılar sayesinde yurtdışından gelen birçok bilim insanının Diyarbakır'ı tanıdığını belirtti. Diyarbakır'da birçok medeniyetin aynı anda imzasını görmenin mümkün olduğunu anlatan Gül, üniversitenin de böyle bir şehirde kurulduğunu vurguladı.

Üniversitenin bulunduğu yerleşkenin de çok önemli olduğunu belirten Gül, "Diyarbakır 639 yılında Hazreti Ömer döneminde fethedildi. Diyarbakır'ı fetheden ordu Dicle Üniversitesi Camisinin bulunduğu mevkide yer aldı. Türkiye'nin en eski ve köklü üniversitelerindeniz." dedi.