Türkiye’yi pozitif adımların atıldığı kararlı bir 2019 bekliyor

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, cari açıkta yıl sonu 30 milyar doların altında bir rakamla çok daha pozitif bir netice ortaya konulacağının sinyallerini almaya başladıklarını kaydetti.
Türkiye’yi pozitif adımların atıldığı kararlı bir 2019 bekliyor

Bakan Albayrak, Reform Eylem Grubu’nun 5. toplantısının ardından düzenlenen ortak basın toplantısında yaptığı konuşmada son büyüme rakamlarının açıklandığını kaydederek, “Yaşanılan tüm bu tarihi kur saldırısına rağmen küresel finansal piyasalardaki sert düşüşlere ve sıkıntılı iklime rağmen bir önceki yılın 3. çeyreğinde ki çok büyük ve yüksek büyüme rakamına rağmen, malumunuz Avrupa Birliği ve birçok ülkesindeki yavaş büyüme rakamlarına rağmen Türkiye pozitif bir büyüme ile üçüncü çeyrekte de çok önemli bir performans sergiledi.


Türkiye ve Avrupa Birliği’nin ekonomik anlamda işbirliği çerçevesinde Türkiye’nin Avrupa Birliği ilişkisindeki ekonomi alanında malumunuz bugüne kadar iki kere gerçekleştirilen Yüksek Düzeyli Ekonomik Diyalog toplantılarının üçüncüsünü gerçekleştirme noktasında Şubat ayında mutabık kaldık.” şeklinde konuştu.

“YIL SONU 30 MİLYAR DOLARIN BİLE ALTINDA BİR RAKAMLA…”

Açıklanan cari rakamlarına değinen Albayrak, “Bugün baktığımızda gerek Kasım ve bu ay itibarıyla Aralık öncü rakamlarına baktığımızda bu dengelenme sürecinin sadece Ağustos Eylül Ekim de rekorları kırarak pozitif bir şekilde gelişmesini değil Kasım ve Aralık aylarında da çok daha güçlü neticelere gebe olduğunu, bu dengelenme sürecinin çok daha iyi bir noktaya gittiğini bize işaret ediyor.

Yeni Ekonomi Programı vesilesiyle eylül ayında açıkladığımız çerçeve program noktasında baktığımızda özellikle cari açıkta koyduğumuz hedef de çok daha iyi bir performans sergileyeceğimiz kuvvetle muhtemel. Yıl sonu inşallah 30 milyar doların bile altında bir rakamla çok daha pozitif bir netice ortaya koyacağımızın sinyallerini almaya başladık” değerlendirmesinde bulundu.


“İNŞALLAH ÇOK DAHA POZİTİF ADIMLARIN ATILDIĞI KARARLI BİR 2019’A GİRECEĞİZ”

Dün Meclis Genel Kurulu’ndaki bütçe maratonunun başladığını hatırlatan Albayrak, şöyle konuştu:

“2019 yılı bütçesinin en önemli maddesi tasarruf bütçesi, verimlilik bütçesi ve 2019’da Türkiye’nin dengeli bir büyüme ile yeni bir değişim ve dönüşümün ruhunun ilk adımı olması insiyatifini ortaya koyması. Bu noktada baktığımızda inşallah aralık ayında da göstereceğimiz olumlu bir performansın devamı ile birlikte 2018 sonu itibariyle ortaya koyduğunuz enflasyon cari denge ve büyüme noktasında baktığımızda hakikaten 2018 yılı sonu itibariyle koyduğumuz yeni ekonomi program hedeflerinden çok daha pozitif neticeleri ortaya koyacağız. Gerek para politikasında, gerek mali disiplin noktasında 2018’i böyle kaparken 2019’da aynı güçlü ve kararlı duruşla, Avrupa Birliği ilişkilerimize dayalı ekonomik işbirliğinin Gümrük Birliği güncellemesi olsun iktisadi hayattaki faaliyetlerin çok daha güçlü bir şekilde konsolide olması noktasında olsun inşallah çok daha pozitif adımların atıldığı kararlı bir 2019’a gireceğiz.”

"3. YÜKSEK DÜZEYLİ EKONOMİK DİYALOG TOPLANTISINI GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ”

Türkiye-AB arasındaki Yüksek Düzeyli Ekonomik toplantısının Şubat ayında hangi tarihte yapılacağının ve toplantının gündeminde hangi başlıkların olacağı ile Gümrük Birliğinde yakın bir zamanda somut bir adım görülüp görülmeyeceği sorusu üzerine Bakan Albayrak, “Geçtiğimiz yıl Aralık ayı itibariyle Türkiye-AB ilişkilerinde ki iklim ile bugün içinde olduğumuz iklim aynı noktada değil. İlişkiler değişebiliyor. 28 Şubat gibi İstanbul’da İnşallah 3.Yüksek Düzeyli Ekonomik Diyalog toplantısını gerçekleştirmeyi düşünüyoruz.

“DÜNYADA YENİ BİR TİCARET DÜZENİ VAR”

Tabii burada esas nokta şu, özellikle dünyada ticaret işbirlikleri bugün Amerika ile Çin arasında yaşanan Amerika’yla NAFTA özelinde Kanada ve Meksika’nın yaşadığı dünyadaki yeni ticaret düzenine dayalı ülkelerin gerek konvansiyonel ticari işbirlikleri konusunda gerek karşılıklı ekonomik ve ticari iş birlikleri konusunda çok daha farklı ve dinamik bir döneme girdiğine şahit oluyoruz. Türkiye olarak bizim Avrupa Birliği ile Gümrük konusundaki geçmişimiz neredeyse çeyrek asıra dayanıyor. Bu çerçevede Türkiye’de bu konuda çok büyük şeyler öğrendi. Ticaret, rekabet, özel sektörün kendini geliştirmesi ve bölgesel ve küresel ticarette ve Türk reel sektörünün bu anlamda rekabetçi bir küresel oyuncu olması noktasında önemli kazanımları oldu.

TÜRKİYE'NİN GENÇ NÜFUSU VE YETİŞMİŞ İNSAN KAYNAĞI ÖNEMLİ

Türkiye’nin mevcut istihdam gücü genç nüfusu ve yetişmiş insan kaynağı üzerinde bugün yaş ortalaması 48-49’ u bulmuş bir Avrupa Birliği var. 29 -30’unda orta sınıfı güçlü bir şekilde bel kemiğini oluşturmasının ötesinde bundan daha da önemlisi yetişmiş insan kaynağı ile ülkesine ve bölgesine ve Avrupa Birliği’ne işbirliği açısından çok daha geniş bir fırsat yelpazesi ortaya koyan bir Türkiye ekonomisi var.

GÜMRÜK BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ ÜMİT VERİCİ

Gümrük Birliği bugün itibariyle geçtiğimiz yıldan Türkiye-AB ilişkileri açısından güncelleme noktasında çok daha ümit vaat eden bir müzakere sürecini ortaya koyuyor bizim tarafımızdan. Bu süreçte karşılıklı kazan kazan iletişimini ortaya koyarak, biz diyoruz ki ‘hiçbir ticari işbirliği tek tarafın menfaatini gözettiği sürece sürdürülebilir değildir.’ Böyle olduğu için zaten Türkiye’nin ekonomik İşbirliği bu noktada ortaya koyduğu ittifakların hepsi bu noktadaki tüm paydaşlara kazanım ortaya koyduğundan dolayı bu noktaya taşıdı.

28 ŞUBAT’TAKİ TOPLANTI ÖNEMLİ

Ekonomimizin büyümesinden tutun ihracatımızın sadece ülke çeşitliliği değil sektör çeşitleri değil ürün çeşitliliği değil birçok alanda Türkiye’yi bu noktaya taşıdı. Bu noktadaki taleplerimizi karşılıklı kazan kazan çerçevesi içerisinde ki taleplerimizi 28 Şubat’taki toplantı da çok daha güçlü dile getireceğiz” açıklamasında bulundu.

“TÜRKİYE BU COĞRUFYANIN EN KRİTİK ÜLKESİ”

Bakan Albayrak, şöyle devam etti:

“Bunun ötesinde bugün Avrupa’da içinden geçtiği ekonomik ve siyasi sıkıntı vesilesiyle yaşanan birçok hususla ilgili Türkiye olarak bizler Türk firmaları olarak bizler Avrupa Birliği özelindeki birçok ülkedeki birçok sektördeki birçok firma noktasında da Türkiye özelinde de birçok fırsatı ortaya koyan bir çerçevede çok daha etkin yeni işbirliği ve alanlarını satın almalar düzeyinde olabilir, ortaklıklar düzeyinde olabilir, üçüncü ülkelerde ortak yatırımlarla iki ülke ekonomisini iki coğrafyanın birleşmesiyle, çünkü Türkiye Avrasya hinterlandında 4 saatlik uçuş mesafesinde dünya ekonomisinin ve nüfusunun üçte birine hitap eden kalbi dediğimiz bu coğrafyanın en kritik ülkesi.

Türkiye çeyrek asırdır AB ilişkilerine çok beklenenin de üzerinde çok büyük bir katkı yaptı. Türkiye’de kazandığı bu noktada daha da devam edecek. Bu dediğimiz karşılıklı ilişkide karşı dediğiniz muhatabın siyasi iradesinin güçlü duruşunun istikrarının da önemi var. Bugün Avrupa Birliği gerek son aylarda yaşanılan süreçler maalesef Avrupa’nın ekonomik istikrarına da siyasi istikrarına da maalesef olumsuz yönde etki eden gelişmeler, Mayıs ayında gerçekleşecek olan parlamento seçimlerinin oluşturduğu ekonomik iklim, siyasi iklim bu noktadaki farklı kararsızlıklar tabii ki önümüzdeki sürecin handikapları olarak yer alıyor. Ben hep onu söylüyorum. Biz tam saha markaja prese devam edeceğiz. Sonuna kadar Türkiye’yi ekonomisini, toplumumuzun ve insanımızın refah düzeyini daha ileriye taşımak için çalışmaya devam edeceğiz.”