18'inci yüzyılın sonlarında başlayan paranın dolaşımı, tasarruf etmek ve güvence altına alınması konularında adımlar atıldı. 19'uncu yüzyılın ilk yarısında ulusal banka kurulması ihtiyacı duyulsa da atılan adımlar Birinci Dünya Savaşı'na takıldı.
18'inci yüzyılın sonlarında başlayan paranın dolaşımı, tasarruf etmek ve güvence altına alınması konularında adımlar atıldı. 19'uncu yüzyılın ilk yarısında ulusal banka kurulması ihtiyacı duyulsa da atılan adımlar Birinci Dünya Savaşı'na takıldı.
Osmanlı Devleti'nin klasik örgütlenme düzeninde, para miktarının ayarlanması, kredi hacminin düzenlenmesi, altın ve döviz rezervlerinin yönetimi, iç ve dış ödemelerin gerçekleştirilmesi gibi ekonomik faaliyetler; hazine, darphane, sarraflar, vakıflar, bedestenler ve loncalar gibi birçok farklı kesim tarafından yürütülüyordu.
19’uncu yüzyılın ikinci yarısına kadar büyük oranda devam eden bu yapı içinde Osmanlı Devleti, padişah adına altın sikke basımını gerçekleştirdi.
Osmanlı Devleti; Ülke içerisindeki borçlanma ve savaşların yarattığı mali sıkıntılardan dolayı, Kaime-i Nakdiye-i Mutebere (Kaime) isimli kâğıt paraları basmış ve 1840 yılında dolaşıma çıkarttı.
1854 yılındaki Kırım Savaşı sırasında, yurt dışından ilk kez borçlanan Osmanlı Hükumetinin; dış borçların ödenmesi konusunda aracılık görevi üstlenecek bir devlet bankasına ihtiyaç duyması üzerine, 1856 yılında Ottoman Bank (Bank-ı Osmanî) kuruldu.
Merkezi Londra'da bulunan İngiliz sermayeli bu bankanın yetkileri; küçük miktarlarda kredi vermek, Hükûmet'e avans sağlamak ve bazı Hazine bonolarını iskonto etmekle sınırlandırıldı.
1863 yılında Ottoman Bank, kendini feshederek İngiliz-Fransız ortaklığı altında Bank-ı Osmanî-i Şahane (Osmanlı Bankası) adını aldı ve bir devlet bankası niteliği kazandı. Bankaya, 30 yıllık bir süre için banknot basma ayrıcalığı ve tekeli verildiği bildirildi. Osmanlı Bankası ayrıca; devletin haznedarlığını üstlenerek gelirleri tahsil etmek, Hazinenin ödemelerini yerine getirip bonolarını iskonto etmek, iç ve dış borçlara ilişkin faiz ve anapara ödemelerini yapmakla da görevlendirildi.
Osmanlı Bankası sermayesinin yabancılara ait olması, zamanla tepkilere yol açtı; bu durum, ulusal bir merkez bankası kurulması fikrinin temelini oluşturdu.
Yerli sermayeye dayalı bir merkez bankası kurma çabaları, 11 Mart 1917 tarihinde Osmanlı İtibar-ı Millî Bankasının kurulması ile sonuçlandı.
Ancak bu Banka; Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'ndan yenilgi ile ayrılması nedeniyle, merkez bankası işlevlerini görecek bir ulusal banka olma amacına ulaşamamıştı