Türkiye ekonomisi bu saldırıdan daha kuvvetlenerek çıkacak

Ekonomi | 13.09.2018 - 14:14:46
ABONE OL

Gazeteci ve yazar Sadi Özdemir, Türkiye ekonomisi ile ilgili sorularımızı yanıtladı. Özdemir, ekonomik gündemi değerlendirerek, “Türkiye’nin içinde bulunduğu sınavı başarı ile vereceği” düşüncesini destekleyen gözlemleri ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Şu anda 24 TV Ekonomi Müdürü olarak görev yapan gazeteci ve yazar Sadi Özdemir, ekopara.com’un Türkiye’nin ekonomi gündemi ile ilgili sorularını yanıtladı. Özdemir, ekonominin durumunu rakamlarla ifade eden verileri paylaşarak, çözüm önerilerini dile getirdi.

EKONOMİK SALDIRIYI ORGANİZE EDENLER HEDEFLERİNE ULAŞAMADI

Türkiye’ye yapılan ekonomik saldırıyı ve sonrasında içinde bulunulan durumu yorumlayan Özdemir, Türkiye’nin bu sınavı başarı ile vereceğinden emin olduğunu ifade ederek “Düşünün ABD gibi bir küresel devin Başkanı ki bu ülke Türkiye'nin kadim müttefikidir, doğrudan Türkiye'yi ve ekonomimizi hedef alan açıklamalar yapmaktan hiç kaçınmıyor. Ek olarak yaptırım kararları alıyor ve açık tehdit dili kullanabiliyor. ‘Türkiye'ye kredi vermeyin, Türkiye ile iş yapmayın’ diyebiliyor. Türkiye'nin ortak olduğu projelerde uluslararası hukukla hiçbir uygunluğu olmayan şekilde kararlar alabiliyor. Bunların nedenleri üzerinde konuşulabilir ama biz daha çok ekonomiye etkilerini yorumlayalım.” dedi.

FİNANSAL SALDIRI KARŞISINDA EKONOMİMİZ ÇOK DAYANIKLI ÇIKTI

Özdemir Türkiye’nin son iki aydır ABD kaynaklı bir “finansal saldırı” altında olduğunu ve bu saldırı karşısında ekonomimiz gerçekten çok dayanıklı çıktığını ifade ederek şunları söyledi: “Saldırıyı organize edenler büyük bir mali kriz çıkmasını hedefliyordu. Tabii ki öyle olmadı. Kurlar ve faizler yükseldi ancak mali kriz çıkmadı. Çıkması da mümkün görünmüyor. Hatta bu saldırının özellikle kurlar ve faizler üzerindeki etkisi ekonomimizde temel risk faktörü olan cari açığın büyük ölçüde düşmesini sağlamaya başladı. Büyüme hızımız düşecek ama bu zaten 2018 ve 2019 için ekonomi yönetimimizin de planladığı (yapmak istediği) daha düşük büyümeye geçiş için önemli katkı sağlayacak.”

Gazeteci, Yazar Sadi Özdemir / 24 TV Ekonomi Müdürü

EKONOMİMİZ ÇOK BÜYÜK BİR STRES TESTİNDEN GEÇMİŞ OLACAK

Özdemir, ekonomimizin içinde bulunduğu durumu yorumlarken “Esasında ekonomimiz çok büyük bir stres testinden geçmiş olacak. Devamında, bu saldırılara gerekçe olan siyasi konular çözüldükçe bu defa tersine etki göreceğiz, kurlar ve faizler çıktığı hızla gerileyecek.” diye konuşarak, “ABD Doları’nın kısa sürede gerileyebileceğini” öngördüğünü ifade etti.

ABD DOLARI KISA SÜREDE 5 TL SEVİYELERİNİN ALTINA GERİLEYEBİLİR

Gazeteci Yazar Sadi Özdemir dövizdeki hareketlilikle ilgili olarak görüşlerini şöyle ifade etti: “Örneğin, Rahip Brunson meselesi ortadan kalktığında, ABD tarafı yaptırım kararlarını bir kenara bırakırsa, ABD Doları kısa sürede 5 TL seviyelerinin altına gerileyebilir. Doların küresel çapta tüm gelişen ülke para birimlerine karşı güçlü seyrettiğini bile dikkate alsak TL karşısında olması gereken değer bu seviyeler kesinlikle değil.”

BU YIL 5-10 MİLYAR DOLARLIK DÖVİZ GİRDİSİ FAZLASI

Özel sektörün borçluluk meselesinin önemli olduğunu, ancak bunun karamsar tablolar çizmek için yeterli bir neden olmadığını anlatan Özdemir konu ile ilgili “Bazı uzmanların sürekli gündemde tuttuğu dış açık (cari açık), özel sektörün borçluluğu meselesi elbette çok önemli… Ancak hesap ortada... 2018 sonu itibariyle düşünelim: 170 milyar dolarlık ihracat, 32 milyar dolarlık turizm geliri, 6 milyar dolarlık yabancıya gayrimenkul satışı, 8-10 milyar dolarlık doğrudan yabancı sermaye girişi, 6-8 milyar dolarlık yurt dışı müteahhitlik hizmetleri geliri düşünüldüğünde, 220 milyar doların altına düşeceği neredeyse kesinleşen ithalatımız ile dengeye baktığımızda şu anda bile bu yıl 5-10 milyar dolarlık döviz girdisi fazlasına ulaştığımız görülüyor.” açıklamasında bulundu.

KASIM AYINDAN İTİBAREN OLUMLU GELİŞMELERİ GÖRECEĞİZ

Türkiye ekonomisinin geleceğine dair umut dolu açıklamalarını sürdüren Özdemir, Türkiye ekonomisinin geleceği ile ilgili olumlu bir tobla çizerek “Türk özel sektörünün, bankalarımızın ve kamunun borçlarını çevirme riski ise yok denecek kadar az. Bazı yorumcuların abartarak söylediği gibi yıl sonuna kadar borçlanma için 50 değil en fazla 30 milyar dolarlık ihtiyaç var. Borçlanma esasında daha yüksek faiz teklif ettiğinizde zaten gerçekleşebilen bir işlemdir. Dolayısıyla Türkiye ekonomisi şu andaki tüm olumsuz etkileri çok rahatlıkla karşılayacak güce ve kredibiliteye sahip. Muhtemelen Kasım ayından itibaren karamsarları bile şaşırtacak olumlu gelişmeleri hep birlikte göreceğiz.” dedi.

ÜRÜN, HAMMADDE VE ARA MAMÜLLERE AŞIRI ZAM YAPANLARLA MÜCADELE GEREKLİ

Sorunun giderilme noktasında yapılanlara ek olarak önerilerini dile getiren Özdemir “Öncelikle, kur artışını bahane ederek hem perakende noktasındaki ürünlere hem de sanayicinin kullandığı hammadde ve ara mamüllere aşırı zam yapanlara karşı etkin mücadele gerekiyor.” diyerek, denetimlere dikkat çekti.

TÜKETİCİLERE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR

Ekonomi sorununu aşmak için tüketicilere de iş düştüğünü ifade eden Özdemir konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bunun birinci kısmı için tüketici dernekleri ve tüketicilere büyük görev düşüyor. Devletin de tüm kurumlarıyla daha etkin denetim yapması gerekiyor. Sanayicinin kurların oynaklığı nedeniyle karşılaştığı ‘tedarik fırsatçılarının aşırı zamlarıyla ilgili’ sorunu aşması için de yine tüm tarafların etkin mücadelesi şart.”

DIŞ TALEP ŞANSINI KAÇIRMAMALIYIZ

“Şu anda Türkiye'nin sanayi ürünlerine dış talep hızla artıyor. Dolayısıyla bu fırsatı bir an önce değerlendirmek için önce kurlara istikrar kazandıracak önlemleri almamız şart. Bunun için de ekonomi yönetimi özellikle Merkez Bankası eliyle çalışmalarını sürdürüyor. Bu kısa süreli ve aslında normal olan yüksek tansiyon döneminin bir an önce bitmesi için çaba harcamalıyız ki dış talep fırsatını en iyi şekilde değerlendirelim.”

EKONOMİMİZ SON 15 YILDA ÇOK BAŞARILI BÜYÜDÜ

“Ekonomimiz son 15 yılda çok başarılı bir büyüme performansı ortaya koydu. Küresel ve bölgesel krizlere rağmen bunu başardık. Şimdi, Başkanlık Sistemine geçmiş ve yönetimde istikrarı sistemsel olarak kalıcı hale getirmiş bir ülke olarak geleceğe daha güvenle bakıyoruz.”

YÜKSEK TEKNOLOJİ ÜRÜNLERİ ÜRETMEK İÇİN CİDDİ YATIRIMLAR YAPMALIYIZ

“Ancak tabii ki küresel ve bölgesel sorunlar da yine karşımıza beklenmedik riskler çıkarmaya devam edecek. Önümüzdeki dönemde, ihtiyacımız olan yüksek teknoloji ürünlerini üretmeye ciddi yatırımlar yapmalıyız. Teşvik sistemimiz bu konuda çok hızlı ve hedefe uygun olmalı ki bu konuda da çok yerinde kararlar alındı. Özellikle ithalatına bağımlı olduğumuz ara mamullerin ülkemizde üretimine dönük sürekli teşvikler sağlanacak.”

TASARRUFA VE TÜRKİYE'DE ÜRETİLENİ TÜKETMEYE ÖNEM VERMELİYİZ

“Tüm kurumlar ve bireyler olarak bizler de tasarrufa önem vermeliyiz. Türkiye'de üretileni tüketmeye ayrıca çok özen göstermeliyiz. Bir Aman vatandaşı nasıl ki yüzde 80'ler seviyesinde Almanya'da üretilen ürünü tercih etme bilincine sahipse biz de öyle olmalıyız.”

ŞU ANDA İTALYA'NIN DOĞUSUNDAN ÇİN'E KADAR EN SANAYİLEŞMİŞ ÜLKEYİZ

“Bazıları Türkiye'nin üretim gücünü küçümsese de durum hiç de öyle değil. Türkiye şu anda İtalya'nın doğusundan Çin'e kadar en sanayileşmiş ülkedir ve Türkiye'de üretilmediğini zannettiğimiz bütün ürünlerin üretildiğini ve vatandaşımız tarafından daha çok bunların tüketilmesi gerektiğini unutmayalım. Merhum, Sakıp Sabancı'nın sağlığında bizzat benim de sohbetinde duyduğum "Benim vatandaşım Hans'ın ürettiğini alıyor ama Hasan'ın ürettiğini almıyor" şeklindeki sitemini hatırlatmak isterim.”

ÖNEMLİ SEKTÖRLERDE REKABET GÜCÜMÜZ ARTIYOR

“Örneğin, Türkiye dünyanın en büyük otomotiv üreticilerinden biridir. 30 milyar dolarlık yıllık ihracatı vardır. Tekstil ve Hazır Giyimde de rekabet gücümüz artarak devam ediyor. Tarımsal üretimde de iyi durumdayız ancak bu alanda doğru reformları yaparsak mevcut gücümüzü birkaç misli artırabiliriz. Son yıllarda savunma sanayi alanındaki üretim gücümüzün hızla yükselmesi aynı şekilde devam etmeli.”

GELİŞMİŞ ÜLKELERDE YÜKSEK TEKNOLOJİ ÜRETİMİNİN ANA OMURGASI: SAVUNMA SANAYİ

“Bugün bir Atak Helikopteri'nin, bir geminin kilogram ihracat değeri 20-30 bin doları bulabiliyor. Çok yakında sivil ve askeri amaçlı uçak üretimlerini de başaracağız. Bütün gelişmiş ülkelerde yüksek teknoloji üretiminin ana omurgası savunma sanayi olmuştur.”

TURİZMDEKİ 40 MİLYON TURİST SAYISINI, 50 MİLYON SEVİYESİNE ÇEKMELİYİZ

Türk ekonomisinin daha iyi seviyelere gitmesi için yapılması gerekenler konusuna da değinen Özdemir, bu konu hakkındaki önerilerini şöyle sürdürdü: “Turizmde şu anda yılda 30-35 milyar dolar gelir, 40 milyon turist seviyelerindeyiz ki bunu 5 yıl içinde 50 milyar dolar gelir, 50 milyon turist seviyesine çekmeliyiz.”

GİRİŞİMCİLERİMİZİN SAYISINI VE BAŞARISINI ARTIRACAK ÇALIŞMALAR İHMAL EDİLMEMELİ

“Bir taraftan tüm geleneksel sektörlerde rekabet gücümüz korumaya, pazarlarımızı çeşitlendirmeye devam etmeli, bir taraftan da yüksek teknoloji ürünlerini çok ve rakiplere göre daha uygun maliyetlerle üretebilir hale gelmeliyiz. Bütün bunları kim yapacak? Tabii ki büyük ölçüde girişimcilerimiz yani özel sektör yapacak. O nedenle girişimcilerimizin sayısını, başarısını artıracak çalışmaları da asla ihmal etmemeliyiz.”

Çiftçiye yüzde 70 hibeli gübre desteği

Sektör temsilcilerinden Tarım Kanunu’nda yapılan değişikliklere destek

İZENERJİ ve İZELMAN’da grev çanları çalıyor

Kokuroğlu: “Araç alım satımlarında ekonominin çarklarının döndüğünü hissedebiliyoruz”

ATSO’dan üye aidatlarına af kararı

ABONE OL