Pisa, ünlü kulesiyle İtalya’nın sembol şehirlerinden biri. Eğri olması nedeniyle merak edilen kulenin içinde yer aldığı Pisa Mucizeler Meydanı ise tüm eserleri ile birlikte ayrıca görülmeye değer.
Pisa, ünlü kulesiyle İtalya’nın sembol şehirlerinden biri. Eğri olması nedeniyle merak edilen kulenin içinde yer aldığı Pisa Mucizeler Meydanı ise tüm eserleri ile birlikte ayrıca görülmeye değer.
ASLI DİDARİ asli.didari@ensohaber.com
Pisa, İtalya'nın önemli turizm rotolarından biri. Burada bulunan tarihi eserlerin ünü dünyayı aşmış durumda.
İtalya'nın kuzeyindeki Pisa şehrinin girişindeki tren istasyonuna indiğimde, tarihi binalardan oluşan klasik bir İtalyan kenti bana “merhaba” dedi.
O gün şehirde hava, gezime destek verircesine güneşli ve çok güzeldi.
Pisa için ilk bakışta küçük ve sevimli bir kent diyebiliriz.
Mağazalar ile dolu cadde üzerinden dümdüz ilerleyerek Pisa Kulesi’nin bulunduğu alana ulaşılabiliyor. Fotoğraflarını hep görüp, çok merak ettiğim Pisa Kulesi’ne kadar bu yolda heyecanla yürüdüm.
İki tarafında az katlı eski binaların bulunduğu dar yollardan, duvarları süsleyen sanat etkinlikleri afişlerine bakarak ilerledim.
GALATA KULESİ, NASIL ARA SOKAKLARDAN BELİRİYORSA PİSA KULESİ DE ÖYLE BELİRDİ Yürürken, binaların arasından bizim Galata Kulesi’nin uzaktan görünmesi gibi göründü Pisa Kulesi.
Tam kulenin olduğu Miracoli Meydanı’na geldiğimde burada sadece bir kule değil çok daha fazlası olduğunu gördüm.
Burası göz alabildiğine büyük bir alan. Yeşil çimli alanlarla çevrili bu meydanda bulunmak insana keyfi veriyor.
Burada Katalolik Klisesi olan “Pisa Katedrali” var. Katedral, 1063-1090 yılları arasında yapılmış.
Alan içinde Pisa Katedrali’nin dışında Pisa Kulesi ile birlikte Pisa St. John Vaftizhanesi, Campanile ve Abidevi Mezarlık da yer alıyor.
Bizim “Pisa Kulesi” olarak bildiğimiz katedralin çan kulesi ise 1173'te inşa edilmiş. Kulenin inşaatı yapılan bazı yanlış hesaplar sebebiyle eğik kalınca da tarihe geçmiş.
Pisa Kulesi üst üste bindirilmiş yuvarlak 6 sütun dizisinden meydana geliyor ve toplam yüksekliği 57 metre.
Kule, 5 yıl kadar dik durabilmiş. Üçüncü katı tamamlandıktan sonra ağırlıktan dolayı eğilmeye başlamış.
Eğikliğin sebebi, kulenin temelindeki killerin kuvvetli olmaması. Temeli güçlü olmayınca da zaman içinde eğilme devam etmiş.
Kulenin yaklaşık 100 yıl süre boyunca inşaatı durdurulmuş. 1272 yılında ise dördüncü kat eklenmiş.
Bu sırada eğikliği düzeltmek için yapılan çalışmalar, kulenin biraz daha eğilmesine yol açmış. Temeline yakın yol açma çalışmaları yürütülmüş. Bu yolun deniz seviyesinin altında kalması sebebiyle de açılan yol suyla dolmuş.
Kule içerdiği tehlikeler nedeniyle zaman zaman halkın ziyaretine kapılı tutulmuş. 90’lı yılların ortasında daha da eğilen kulenin restorasyon sebebi ile 10 yıl kapalı kaldığını, gazetelerde çıkan haberler dolayısı ile ben de hatırlıyorum.
Günümüzde hâlâ sapasağlam duran kulenin yıkılmamasının sebebinin 5 bin tona varan ağırlığı olduğu biliniyor.
Bulunduğu meydan ile birlikte Pisa Kulesi de UNESCO Dünya Mirası ilan edilmiş.
Alanı anlatmaya dönecek olursak, dünyanın her köşesinden gelen insanlar burada toplanmış gibiydi.
Meydanın her köşesi, oturup dinlenen, etrafını inceleyen, tanıtım panolarını okuyan ve en çok da fotoğraf çeken insanlarla doluydu.
Herkes bilindik pozun peşindeydi. Poz verenler o kadar kalabalıktı ki bu pozu vermek için kendime aralarında yer açıp, etrafta olmadıkları bir görüntü almak için jimnastik yapmak zorunda kalacaktım.
Bir sürü insanın aynı anda, eğik kuleyi parmaklarıyla “düşmesin” diye düzeltiyormuş gibi yapan el hareketlerini görmek, bir anda beni bu pozdan soğutmaya yetti. O kadar çok taklidini yapan vardı ki orada bu poz orjinalliğini yitirdi, çok yapmacık ve tekdüze geldi.
Meydanda işim bittiğinde şehri tam anlamı ile gezebilmek için faytona binerek bir tur atmayı seçtim.
Faytonların bakımı, süsü, sürücüsünün kılık kıyafeti bizim adalardakinden çok daha özenliydi. Etraf bizdeki gibi kötü kokmuyordu. Atlar sağlıklı görünüyordu.
Burada da İtalya’nın Floransa kentinde olduğu gibi şehrin ortasından bir nehir geçiyordu.
Fayton nehrin etrafında, köprülerin üzerinden, kafelerin kıyısından, bir üniversitenin bulunduğu antika ve eski eşyalarla sanat eserlerinin satıldığı bit pazarı tarzı bir antikacılar çarşısından geçti.
Palazzo della Carovana Pisa yani Şövalyeler Meydanı’ndaki pazarda eski oyuncaklardan, tablolara, biblolardan tartı aletlerine kadar yok yoktu.
Faytonun sürücüsü, bu alandan geçerken çarşının etrafındaki binalarının öyküsünü, büyük bir gururla ve uzun uzun anlattı: “Buradaki binalarda üniversite düzeyinde hukuk dersleri veriliyordu. Okullar Avrupa’nın bilinen en eski bilim yuvasıydı. Pek çok bilim adamı ve düşünür yetiştirdi.”
Sonra çarşının bir köşesinde keman çalan bir müzisyenin yanında biraz durarak, dinlememi sağladı. Müzik bitince artık fayton sefasının sonuna doğru yöneldik.
Geçtiğimiz cadde ve dar sokaklarda bulunan her bina eski ama çok bakımlıydı. Genellikle az katlılardı. Özellikle balkon demirleri ve pencere detayları ilgi çekiyordu.
Ve şehirde binaların arasında yeşillendirilecek alanlar olmamasına rağmen bulunabilen tüm boşluklarda ve evlerin balkonlarda yetiştirilen rengarenk çiçekler göz kamaştırıyordu.
Yollardaki yönlendirme tabelalarından, trafik ışıklarına kadar her detay çok özenliydi.
Tura başladığımız ilk yere geri dönmüştük. Tekrar kulenin bulunduğu meydana gelince tut tamamlanmış sayıldı ve burada indim.
Hemen meydana bakan kafelerden birine oturarak, deniz mahsulleri bezeli leziz bir makarna yedim.
Sonra da üzerine nefis bir kahve içtim.
Bu an ne yaşam kavgası, ne de faturalar…
Tepede hafif bir güneş, etrafta seyahatte olduğu için mutlu ve gülümseyen insanlar, aklımda da kahvem ve benden başka hiçbir şey yoktu.
Oturduğum kafeden Pisa Kulesi’ne bakarken, dünyanın en çok merak edilen simgelerinden birine karşı afiyetle yemek yemenin şımarıklığını yaşadım.
Sonrasında kule şekilli ve üzerinde şehrin ismi olan hediyeliklerin bulunduğu stantlarda gezindim.
Biraz alışveriş yaptım ve İtalya’da bulunduğum tüm zamanın en güzel hediyeliklerini buradan satın aldım.
Alan bilgilendirme panoları ile doldurulmuştu. Genelde yön tabelaları ve panoları turizme hizmet vermesi açısından çok başarılı buldum,.
Pisa Kulesi'nin içinde yer aldığı meydandaki büyük yeşil alan gelen ziyaretçiler için hiç beklemedikleri bir sürpriz gibi varlığı ile insanı rahatlatıyor.
Sonra tekrar geldiğim yoldan geri döndüm. Çünkü burası bana göre küçüklüğünden dolayı, sadece bir gün kalınabilecek bir şehirdi.
Merak edilen bir nokta gezilmiş, güzel anılar biriktirilmiş, kafa dağıtılmış ve geri dönülmüştü.
Çünkü geri dönmeye değecek çok güzel bir memleket beni bekliyordu.