Türkiye, 2018 yılını atlattıktan sonra ekonomide dengelenme sürecine girdi. Dengelenme adına atılan adımlar, yatırım araçlarını ve sektörleri de yakından etkiliyor.
Türkiye, 2018 yılını atlattıktan sonra ekonomide dengelenme sürecine girdi. Dengelenme adına atılan adımlar, yatırım araçlarını ve sektörleri de yakından etkiliyor.
Ekonomide dengelenme sürecinde yapılan tüm hareketler birbirlerine bağlı olarak devam ediyor. Ekonomistler dövizin artması ya da azalmasını değil dengelenerek sabit bir noktada kalmasını arzu ettiklerini dile getiriyorlar.
Dengelenme sürecine giren piyasalarda kurun artışındaki ani iniş-iniş çıkışları değil sabit kalması daha değerli hale geldi.
Zor geçen 2018’in ardından cari açıkta yaşanan düşüş olması iyi bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Ancak cari açıkta düşüş olması için de tüketim azalıyor. Yanı sıra ithalat azalıyor. Bu hareketsizlik de ekonomiyi yavaşlatıyor.
Ekonomideki en büyük sorun olarak enflasyonun yükselmesi görülüyor. Enflasyondaki dalgalanma sistemin bağışıklığını düşürüyor. Bu yavaşlama kura ve faize yansıyor.
Ekonominin yavaşlamasının yan etkileri var. Faizin yükselmesi özellikle konut sektöründeki satışları azaltıyor. Son ayda konut satışlarının yüzde 24,8 azalması sektörü olumsuz etkiledi. İstihdama katkı sağlayan, özellikle de vasıfsız işçi çalıştıran bir sektörde, malzeme satışı gibi kalemlerde de olumsuzluklar yaşandı.