İstanbul Sanayi Odası 2020'ye yönelik ekonomik beklentilerini açıkladı

İSO Aralık Meclis Toplantısında, ekonomide 2019 değerlendirildi, 2020 yılı beklentileri konuşuldu
İstanbul Sanayi Odası 2020'ye yönelik ekonomik beklentilerini açıkladı

İstanbul Sanayi Odası (İSO), Aralık ayı olağan Meclis toplantısı, 25 Aralık 2019 tarihinde “2019’u Geride Bırakırken 2020’de Yeni Ekonomik Ufuklar” ana gündemi ile Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda yapıldı.


İSO Başkanı Erdal Bahçıvan
(İSO Başkanı Erdal Bahçıvan)

"YENİ NESLİN İSTEKLERİNE KULAK VERMELİYİZ"

İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Bahçıvan, Meclis’te yaptığı konuşmada finans, para, faiz kavramları yerine mutluluğa odaklanan, iklim değişikliği, çevre ve sürdürülebilirlik konularına duyarlı büyük bir genç kitlenin geldiğine işaret ederek “Geleceğimize damga vurup şekillendirecek olan bu neslin eğilimlerini iyi anlamalıyız. Son yıllarda popülerleşen paylaşım ekonomisinin üretim tarzımıza, iş hayatımıza etkileri konusuna daha fazla kafa yormalıyız.Ülkemizin risk primi açısından yakından izlenen CDS’in kalıcı ve sağlıklı olarak 150-200 bandına inmemesi düşündürücü. Yine 50’li bantlarda takılıp kalan tüketici güven endeksi ve artmayan varlık fiyatlarının da üzerinde durmalıyız.” şeklinde konuştu.

İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay
(İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay)


"SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME HEDEFİMİZ"

İSO Ekim ayı olağan Meclis toplantısı İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay tarafından açıldı. Okyay toplantıyı açarken özetle şunları söyledi:

“Bizim ihtiyacımız olan büyümenin, tüketimi körükleyerek geçici tedbirlerle elde edilen palyatif büyüme olmadığını hepimiz biliyoruz. Sürdürülebilir bir büyüme dönemi başlatacak bir politika demeti bekliyor ve talep ediyoruz. Banka ve reel kesim bilançolarını düzelterek, döviz borcuna dayalı yeni bir stok artışı dönemine girmemeye dikkat ederek, maliye ve para politikası uygulamalarının güven artırıcı olmasına önem vermek gerekiyor. Faiz ve enflasyonun yıllık tek haneli rakamlara inmesi çok önemli olsa da faiz hareketlerinden mucize beklemek yerine, ekonomik modeli değiştirmeden ve güven algısını yükseltmeden büyüme yaratmanın başka yolu olmadığını özümsememiz şart.”

Bahçıvan, ihracatlarının miktar olarak artmasına rağmen değer olarak düştüğüne dikkat çekti. Bahçıvan, kilo başına ihracat değerlerinin 1,5 doların altında olduğu düşünülürse rekabet edebilmeleri için sürekli olarak kendilerini yenilemeleri ve yapacakları yatırımlarla ihracatlarının bilgi ve teknoloji yoğunluğunu artırmaları gerektiğinin açık olduğunu kaydetti. Her ne kadar şu an 200’den fazla ülkeye ihracat yapabiliyor olsalar da ihracatlarının içinde az sayıda ülkenin ve ürünün çok yüksek ağırlığı bulunduğuna işaret eden Bahçıvan, orta vadede ihracatın ekonomiye kaliteli katkısını sürdürebilmeleri için sektörel ve coğrafi çeşitlenmeyi artırarak az sayıda ihracat kalemine olan bağımlılıklarını azaltmak zorunda olduklarını dile getirdi.

"CDS PRİMİ ÖNEMLİ BİR GÖSTERGE"

Bahçıvan, yeni yılda CDS priminin de önemli bir gösterge olduğunu belirterek “Ülkemizin risk primi açısından yakından izlenen CDS’in kalıcı ve sağlıklı olarak 150-200 bandına inmemesi düşündürücüdür. Yine 50’li bantlarda takılıp kalan tüketici güven endeksi ve artmayan varlık fiyatları da üzerinde durmamız gereken en önemli başlıklar olarak dikkat çekiyor. Diğer taraftan somut analiz ve verilere dayanarak kamuoyu ile paylaştığımız İSO Türkiye İmalat PMI yaklaşık iki senedir eşik değer olan 50’nin üzerine çıkamıyor. Yine her ay açıkladığımız İhracat İklimi Endeksi verileri, ülkemizin önemli dış pazarlarının ivme kaybettiğini ve önümüzdeki dönemde ihracatçılarımızı zorlayabileceğini gösteriyor. Belirttiğim bu verilerin üzerinde de önümüzdeki dönemde dikkate düşünmeliyiz.” dedi.

Bugün ekonomiye daha geniş perspektiften bakılan bir dönemde olduklarını aktaran Bahçıvan, finans, para, faiz, merkez bankası gibi konuların çok ötesinde, insanların artık gelir dağılımı, refah, mutluluk, nüfus, göç, çevre gibi sorunları daha fazla konuştuğunu aktardı. Bahçıvan, özellikle iklim değişikliği, çevre ve sürdürülebilirlik konularında farkındalığın oldukça arttığını ifade etti.

"PAYLAŞIM EKONOMİSİ"

Bahçıvan şöyle devam etti: “Dünyayı farklı okuyan ve anlayan, duyarlılık ve sorumluluk sahibi büyük bir genç kitle geliyor. Geleceğimize damga vurup şekillendirecek olan bu neslin eğilimlerini iyi anlamalıyız. Uber, AirBnB gibi girişimler sayesinde son yıllarda oldukça popüler bir kavram var: Paylaşım ekonomisi. Gençlerin çok ilgi gösterdiği bu ekonomiye bazıları, ‘dayanışmacı tüketim’ diyor, bazıları da ‘dayanışmacı ekonomi’ adını veriyor. Bu gelişmenin; üretim tarzımıza, iş hayatımıza etkileri konusunda daha fazla kafa yormamız gerektiğini burada vurgulamak istiyorum.”

Hazine eski Müsteşarı Dr. Mahfi Eğilmez
(Hazine eski Müsteşarı Dr. Mahfi Eğilmez)

"TİCARET SAVAŞI UZUN VADEDE ABD'YA KAYBETTİRECEK"

Hazine eski Müsteşarı Dr. Mahfi Eğilmez: “2018 yılının sonunda dünya ekonomik krizi aşmış gibi gözüküyordu ama birden resesyon beklentisi arttı ve 2019 böyle geçti. Ancak yıl sonuna geldiğimizde bu havanın da biraz dağıldığını görüyoruz. ABD büyüme, işsizlik ve enflasyon rakamlarında düzelme var. Çin’in ABD ile yaşadığı ticaret savaşının etkisi var gibi gözükse de ekonomiyi canlı tutmak için yapılan boş yatırımlar yüzünden Çin borç krizi yaşıyor. Ülkedeki borçluluk GSYH’nin 2,5 katı büyüklüğünde. Ama Çin artık kendi markalarını çıkarmaya başladı ve aynı zamanda yaratıcı bir ülke. Kapitalist sistemde uluslararası ticaretin artması uluslararası refahı da artırır. Ticaret Savaşı kısa vadede ABD’ye yarayacak gibi gözükse de uzun vadede ABD kaybeden taraf olur.

Haberturk.com yazarı Abdurrahman Yıldırım
(Haberturk.com yazarı Abdurrahman Yıldırım)

"2020 DAHA KÖTÜ OLMAYACAK"

“2020’de bütçe açığının daha kötü olmayacağını düşünüyorum. Çünkü vergi gelirleri artacak. Büyümeye baktığımızda ise dışardan pek sermaye girişi artmayacak. Yabancılar, Türkiye’ye doğrudan yatırıma gelmeyecek. Yatırım yönünde de bir heyecan da yok, bu konuda imkan da yok. Faizleri düşürseniz de ilerleme sağlanamıyor. Bu yüzden yatırımlar yoluyla ekonominin büyümeyeceğini düşünüyorum. Büyüme tüketim ve krediden gelecektir. Tüketiciler düşük faizle borçlanacaktır. 2018’de bir reel sektör borç krizi yaşadık. Özel sektör yeniden yapılanmalı ve bunun üzerine büyüme inşa edilmeliydi. 2001’de nasıl bankacılık ve finans sistemi yeniden yapılandırıldıysa aynısı özel sektör için de yapılmalıydı.”

Dünya Gazetesi Yayın Kurulu Başkanı Dr. Şeref Oğuz
(Dünya Gazetesi Yayın Kurulu Başkanı Dr. Şeref Oğuz)

"EĞİTİM KONUSUNU ÖNCELEMELİYİZ"

“Dünya, içinde bulunduğu sarmalın dışında çözümler arıyor. Bu konuda teknoloji ve eğitim öne çıkıyor. Endüstri 4.0 hepimizin dilinde ve üreticisi olmadığımız bir teknoloji böyle giderse bize dayatılacak. Türkiye’de yüzde 4’lük bir kesime çok ileri bir eğitim veriyoruz ancak yüzde 80’e de oldukça kötü bir eğitim veriyoruz. Çin’in gelişmesi sadece ölçek ekonomisi ile olmadı; bugün Çin akademik makale üretiminde de ABD’nin önüne geçti. Bizim eğitim konusunu önceleyen çözümler bulmamız lazım. Okullarda alınan eğitimden sonra bir de fabrikalar ikinci kez eğitim veriyor çünkü okuldaki eğitim çok yetersiz. Diploma fabrikalarını beceri fabrikalarına dönüştürmemiz gerekiyor. Vasatlıktan çıkabilmemiz için insan kaynakları konusu büyük önem taşıyor. Yeni bir kavram ortaya çıktı: Algoritokrasi. Buna göre artık fabrikaları, insan davranış ve tercihlerini algoritmalar belirleyecek. Böyle bir dünyada bizim katma değeri yüksek üretime fokuslanmamız ve öğretmeni odağa alan bir eğitim sistemine geçmemiz gerekiyor.”