Bigalı Köyü’ndeki her evden Türk bayrağı salınıyor

Bir köy düşünün her evinin duvarında Türk bayrakları asılı olsun. İşte orası, Çanakkale Savaşı sırasında Atatürk’ün 19’uncu Tümen komutanı olarak gelip, evlerinden birinde konaklayarak kendisine karargah yaptığı Bigalı köyü.
Bigalı Köyü’ndeki her evden Türk bayrağı salınıyor

ASLI DİDARİ [email protected]


Çanakkale'nin Eceabat ilçesine bağlı Bigalı köyüne düştü yolumuz. Buraya turistik bir rota olduğu için gelip, turizmin ötesinde geçmişe bir ahde vefa ile karşılaştık. Mustafa Kemal Atatürk'ün ve silah arkadaşlarının yolu bu köyden geçmiş, burada konaklamış ve Çanakkale Savaşı'nın en önemli kara muharebesine buradan yola çıkarak katılmışlardı. Burası bir başlangıç noktasıydı ve mutlaka hatırlanmalıydı. 

KÖYÜN KADINLARI TEZGAHLARININ BAŞINDA SATIŞ YAPIYOR
Meydanda başlayıp, ara sokağa doğru sıralanan evlerin önünde uzanan dar sokakta, yerlerde tezgah açan köyün kadınları; evlerinde ürettikleri tarhana, erişte, zeytin, zeytin yağı ve bağ-bahçe ürünü domates-biberler, el örgüsü ile hazırladıkları bebek, sabunluk ve yöre için üretilmiş birçok hediyelik eşya satıyorlar. Oturdukları yerden bir yandan da örgü örmeye devam ediyorlar.


ATA’NIN ZİYARETİNİN İZLERİ VAR

Bigalı köyü günümüzde, Atatürk’ün Çanakkale Savaşı sırasında yaptığı bu ziyaretin anıları ile nefes alıyor ve tarihi yaşatıyor.

ESKİ HALİ İLE YENİ HALİ BAMBAŞKA
Burada bir de köyün eski halinin yer aldığı bir poster asılı. Postere ilk bakışta bugünkü köklü değişim hemen fark ediliyor.

ÇANAKKALE’NİN YERİ GÖNLÜMÜZDE AYRI

Çanakkale ilinin yeri hepimizin gönlünde bir başka. Birinci Dünya Savaşı’nın en çetin cephelerinden biri olan Çanakkale Muharebeleri buradaki Gelibolu Yarımadası’nda geçti. Bu yarımadada Türk askerleri, düşmanla denizden ve karadan savaştı. Türkiye’nin dört bir tarafından gelerek savaşta şehit düşen askerlerin naaşları buradaki şehitliklerde yatıyor. Hatta o gün savaştığımız düşman askerleri de bu topraklarda artık bize birer emanet.

KÖYÜN KALBİ, MEDYANINDA ATIYOR
Direkt köyün meydanına giriş yapıyoruz. Karşımıza kocaman bir alan çıkıyor. Toprak zemin yok. Yerler granit taşlarla bezeli. Evlerin yönü meydana bakıyor. Evler tek, en fazla da iki katlı yapılmış. Çevredeki taş binalar çok bakımlı. Pencerelerin ahşapları yeni, çatıları düzgün. Etrafta banklar gibi bazı şehir mobilyaları göze çarpıyor.

ÇANAKKALE BAMBAŞKA BİR COĞRAFYA

Böyle anlı şanlı bir tarihe tanıklık etmesinin dışında şehir; adaları, ilçeleri, tarihi dokusu, ilkimi, bitki örtüsü, denizle kucaklaşması, oksijeni bol havası, aydın ve çalışkan insanları, hatta ağacı, çiçeği, meyvesi ile bambaşka bir coğrafya görüntüsü veriyor.

BURASI MEMLEKET KOKUYOR
Bunu söylemek için illa burada doğmuş olmak şart değilmiş gibi insanın içinden “İşte burası memleket.” diye geçiyor.

GEZİLECEK YERLER LİSTESİNDE VAR

İl ve ilçeleri turizm açısından ele alındığında da mutlaka görülmesi gereken yerler listesinin başında yer alıyor.

KENDİ KÜÇÜK AMA ANLAMI DEVASA OLAN BİR KÖY

Bizim rotamız Çanakkale ilinin Eceabat ilçesinde bulunan kendi küçük ama tarihi açıdan anlamı çok büyük bir nokta olan Bigalı köyüne çevrili.

ATATÜRK KARŞILIYOR
Meydanın tam karşısındaki Atatürk Parkı’nda kocaman bir Atatürk heykeli var. Kaidenin iki yanında da dev Türk bayrakları sallanıyor.

KÖYE ZOR ULAŞIYORUZ

Çanakkale’deyiz. Bigalı köyüne gitmek istiyoruz. Burası şehrin dışında. Patika yollardan gidiliyor. Yol üzerinde köy adına sadece bir tane yönlendirme tabelası var. Diğerlerinde sadece “Atatürk Evi” yazıyor. Aracımızla kıvrımlı asfaltta ilerlerken tek tük rastladığımız araçları durdurup, yolun tarifini soruyoruz.

KÖYE VARDIĞIMIZDA ATMOSFER DEĞİŞİYOR
Gideceğimiz köy, adı gibi Taşlı Tepe'nin güney yamaçlarında yer alıyor. İlçeye uzaklığı sadece 7 kilometre ama biz yine de kendisine zor ulaşıyoruz. Sonunda köye varıyoruz. Köyü bulmak zor belki ama içine girdiğimizde bu çabaya değdiğini anlıyoruz.

KÖYE VARDIĞIMIZDA ATMOSFER DEĞİŞİYOR

Gideceğimiz köy, adı gibi Taşlı Tepe'nin güney yamaçlarında yer alıyor. İlçeye uzaklığı sadece 7 kilometre ama biz yine de kendisine zor ulaşıyoruz. Sonunda köye varıyoruz. Köyü bulmak zor belki ama içine girdiğimizde bu çabaya değdiğini anlıyoruz.

ÇANAKKALE BAMBAŞKA BİR COĞRAFYA
Böyle anlı şanlı bir tarihe tanıklık etmesinin dışında şehir; adaları, ilçeleri, tarihi dokusu, ilkimi, bitki örtüsü, denizle kucaklaşması, oksijeni bol havası, aydın ve çalışkan insanları, hatta ağacı, çiçeği, meyvesi ile bambaşka bir coğrafya görüntüsü veriyor.

KÖYÜN KALBİ, MEDYANINDA ATIYOR

Direkt köyün meydanına giriş yapıyoruz. Karşımıza kocaman bir alan çıkıyor. Toprak zemin yok. Yerler granit taşlarla bezeli. Evlerin yönü meydana bakıyor. Evler tek, en fazla da iki katlı yapılmış. Çevredeki taş binalar çok bakımlı. Pencerelerin ahşapları yeni, çatıları düzgün. Etrafta banklar gibi bazı şehir mobilyaları göze çarpıyor.

KÖYE ZOR ULAŞIYORUZ
Çanakkale’deyiz. Bigalı köyüne gitmek istiyoruz. Burası şehrin dışında. Patika yollardan gidiliyor. Yol üzerinde köy adına sadece bir tane yönlendirme tabelası var. Diğerlerinde sadece “Atatürk Evi” yazıyor. Aracımızla kıvrımlı asfaltta ilerlerken tek tük rastladığımız araçları durdurup, yolun tarifini soruyoruz.

ATATÜRK KARŞILIYOR

Meydanın tam karşısındaki Atatürk Parkı’nda kocaman bir Atatürk heykeli var. Kaidenin iki yanında da dev Türk bayrakları sallanıyor.

MÜZEDE SİZİ SAVAŞTAN KALMA MEKTUPLAR KARŞILIYOR
Tüm odaların duvarlarında o döneme ait fotoğraflar, Atatürk’e ait şahsi eşyalar, savaştan kalma mektup ve evraklarla, döneme ait canlandırmalar mevcut. Binanın alt katında biri büyük, diğeri küçük olmak üzere iki oda bulunuyor.

BURASI MEMLEKET KOKUYOR

Bunu söylemek için illa burada doğmuş olmak şart değilmiş gibi insanın içinden “İşte burası memleket.” diye geçiyor.

ATA’NIN ZİYARETİNİN İZLERİ
Bigalı köyü günümüzde, Mustafa Kemal Atatürk’ün Çanakkale Savaşı sırasında yaptığı bu ziyaretin anıları ile nefes alıyor ve tarihi yaşatıyor.

KÖYÜN KAHVEHANESİ MEYDANA HAKİM KONUMDA

Sağda bir köy kahvesi var. Kahvehane bir yükseltide yapılanmış, her yer gibi o da bakımlı, meydana tepeden bakıyor. Bu tarz, Marmara Bölgesi’ndeki köylerin bazılarından bize tanıdık geliyor.

DUVAR BOYU EL İŞİ TEZGAHLARI SIRALI
Kahvenin karşısında yerel ürünler satan köylü teyzeler sıra sıra dizilmiş. Arkamızda ise dev bir Atatürk posteri asılı. Orada durmuş sanki köye gelenleri karşılıyor.

DUVAR BOYU EL İŞİ TEZGAHLARI SIRALI

Kahvenin karşısında yerel ürünler satan köylü teyzeler sıra sıra dizilmiş. Arkamızda ise dev bir Atatürk posteri asılı. Orada durmuş sanki köye gelenleri karşılıyor.

HER YERDE ATA’NIN SÖZLERİ ASILI
Müze binasının dış kapısının karşı duvarında da Atatürk’ün çok düşündüren şu sözü asılı: “Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar.”

ESKİ HALİ İLE YENİ HALİ BAMBAŞKA

Burada bir de köyün eski halinin yer aldığı bir poster asılı. Postere ilk bakışta bugünkü köklü değişim hemen fark ediliyor.

KÖYÜN KAHVEHANESİ MEYDANA HAKİM KONUMDA
Sağda bir köy kahvesi var. Kahvehane bir yükseltide yapılanmış, her yer gibi o da bakımlı, meydana tepeden bakıyor. Bu tarz, Marmara Bölgesi’ndeki köylerin bazılarından bize tanıdık geliyor.

KÖYÜN KADINLARI TEZGAHLARININ BAŞINDA SATIŞ YAPIYOR

Meydanda başlayıp, ara sokağa doğru sıralanan evlerin önünde uzanan dar sokakta, yerlerde tezgah açan köyün kadınları; evlerinde ürettikleri tarhana, erişte, zeytin, zeytin yağı ve bağ-bahçe ürünü domates-biberler, el örgüsü ile hazırladıkları bebek, sabunluk ve yöre için üretilmiş birçok hediyelik eşya satıyorlar. Oturdukları yerden bir yandan da örgü örmeye devam ediyorlar.

HATIRALAR KÖYE KATKI SAĞLIYOR
Bu hatıraların dolaylı yoldan köylülerin geçimine de destek olduğunu anlıyoruz. Bal satan, evde ürettiklerini satan, el emeklerini ve hediyelik eşyaları satan köylü kadınlar, ev ekonomisine katkı sağlıyor.

DUVARLARDA TÜRK BAYRAKLARI SALINIYOR

Burada bizi en çok etkileyen, tüm evlerin duvarlarında Türk bayraklarının salınıyor olması oldu. Sonra da yolda karşılaştığınız herkesin istisnasız bize gülümseyerek “Hoş geldiniz.” demesi.

ATATÜRK’ÜN EŞYALARI SERGİLENİYOR
Müze, büyük bir bahçe içinde iki katlı bir binadan oluşuyor. Müzeye ve bahçeye büyük bir dış kapıdan geçilerek giriliyor. Çevredeki en büyük konut yine burası.

KÖYÜN İNSANLARI ÇOK CANAYAKINLAR

Bu manzarada içlerinden herhangi birini büyük annenize benzetip, eğilip, onların elini öpesiniz geliyor. Çünkü size gerçekten de o kadar yakınlar.

MÜZE 1973’TE AÇILDI, 2017’DE RESTORE EDİLDİ
Müze ilk kez Kültür ve Turizm Bakanlığınca 1973 yılında ziyarete açılıyor ama burası en son 1 Şubat 2017'de başlatılan restorasyon çalışmaları ile günümüzdeki halini alıyor.

BU KARŞILAMA ÇOK ÜST DÜZEY GELİYOR

Karşılaştığımız şey fevkalade bir karşılama. Bu manzara insanın içini ısıtıyor.

KÖYÜN HİKAYESİ ÇOK ETKİLEYİCİ
Köyün hikayesini o aşamada öğreniyoruz. Duyduklarımız, sonradan araştırıp bulduklarımızla etkilenmememiz mümkün değil.

KÖYÜN HİKAYESİ ÇOK ETKİLEYİCİ

Köyün hikayesini o aşamada öğreniyoruz. Duyduklarımız, sonradan araştırıp bulduklarımızla etkilenmememiz mümkün değil.

ALBAY MUSTAFA KEMAL, 19’UNCU TÜMENİN KAMUTANI OLARAK ÇANAKKALE’YE GELİYOR
Çanakkale Savaşı sırasında Mustafa Kemal Atatürk genç bir Albayken komutasındaki 19'uncu Tümen, 25 Şubat 1915'te Çanakkale Savaşları'na katılmak ve kara savaşı yapmak üzere önce Eceabat'a geliyor. Sonra 19 Nisan 1915'de de tümen karargahını Bigalı köyüne taşıyor.

ALBAY MUSTAFA KEMAL, 19’UNCU TÜMENİN KAMUTANI OLARAK ÇANAKKALE’YE GELİYOR

Çanakkale Savaşı sırasında Mustafa Kemal Atatürk genç bir Albayken komutasındaki 19'uncu Tümen, 25 Şubat 1915'te Çanakkale Savaşları'na katılmak ve kara savaşı yapmak üzere önce Eceabat'a geliyor. Sonra 19 Nisan 1915'de de tümen karargahını Bigalı köyüne taşıyor.

ATATÜRK’ÜN YILLAR ÖNCE KALDIĞI EV, BUGÜN MÜZE 
Atatürk, 19’uncu Tümen’in kumandanı olarak, gelip muhtarın evinde misafir oluyor. Bu evi bugün karşımızda “Atatürk Evi ve Müzesi” ismi ile müzeye dönüştürülerek ziyarete açılmış olarak görüyoruz.

ATATÜRK’ÜN YILLAR ÖNCE KALDIĞI EV, BUGÜN MÜZE

Atatürk, 19’uncu Tümen’in kumandanı olarak, gelip muhtarın evinde misafir oluyor. Bu evi bugün karşımızda “Atatürk Evi ve Müzesi” ismi ile müzeye dönüştürülerek ziyarete açılmış olarak görüyoruz.

BU KARŞILAMA ÇOK ÜST DÜZEY GELİYOR
Karşılaştığımız şey fevkalade bir karşılama. Bu manzara insanın içini ısıtıyor.

MÜZE 1973’TE AÇILDI, 2017’DE RESTORE EDİLDİ

Müze ilk kez Kültür ve Turizm Bakanlığınca 1973 yılında ziyarete açılıyor ama burası en son 1 Şubat 2017'de başlatılan restorasyon çalışmaları ile günümüzdeki halini alıyor.

ATATÜRK’ÜN GELİŞİ KÖYÜN KADERİNİ DEĞİŞTİRMİŞ
Atatürk’ün burada konaklaması köyün kaderini değiştirmiş. Köye anlam katmış.

KAPIDAKİ NOTTAN ÖĞRENİYORUZ

Kapısında Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı’na ait bir not asılı. Notta bu müzenin restorasyonunun 2018 yılında kendileri tarafından gerçekleştirildiği yazıyor.

KÖYÜN İNSANLARI ÇOK CANAYAKINLAR
Bu manzarada içlerinden herhangi birini büyük annenize benzetip, eğilip, onların elini öpesiniz geliyor. Çünkü size gerçekten de o kadar yakınlar.

ATATÜRK’ÜN EŞYALARI SERGİLENİYOR

Müze, büyük bir bahçe içinde iki katlı bir binadan oluşuyor. Müzeye ve bahçeye büyük bir dış kapıdan geçilerek giriliyor. Çevredeki en büyük konut yine burası.

 

O AN İŞTE BURADA YAŞANMIŞ
İşte o hep duyduğumuz şanlı an, bu an.
Ve Mustafa Kemal bu savaşta gazi oluyor. Bundan böyle adı “Anafartalar Kahramanı” olarak anılıyor.

MÜZEDE SİZİ SAVAŞTAN KALMA MEKTUPLAR KARŞILIYOR

Tüm odaların duvarlarında o döneme ait fotoğraflar, Atatürk’e ait şahsi eşyalar, savaştan kalma mektup ve evraklarla, döneme ait canlandırmalar mevcut. Binanın alt katında biri büyük, diğeri küçük olmak üzere iki oda bulunuyor.

DUVARLARDA TÜRK BAYRAKLARI SALINIYOR
Burada bizi en çok etkileyen, tüm evlerin duvarlarında Türk bayraklarının salınıyor olması oldu. Sonra da yolda karşılaştığınız herkesin istisnasız bize gülümseyerek “Hoş geldiniz.” demesi.

ÜSTTE ATA’NIN ÇALIŞMA ODASI

Üst katta salona açılan üç kapıdan ortadaki en büyük oda Atatürk'ün çalışma odası olarak kullanılmış. Onun sağındaki oda yatak odası olarak kullanılırken diğer odanın, Mustafa Kemal'in yaverine ayrıldığı biliniyor.

MÜZE ZİYARETE AÇIK
Müzeye giriş ücretsiz. Buradaki görevliler de köylüler gibi sıcak ve içten karşılıyorlar misafirleri.

MÜZE ZİYARETE AÇIK

Müzeye giriş ücretsiz. Buradaki görevliler de köylüler gibi sıcak ve içten karşılıyorlar misafirleri.

ATA, BU EVDE BİR HAFTA KALIYOR
Bigalı Köyü’nde kalan Atatürk, 19 Nisan 1915'te geldiği bu evden, bir hafta sonra yani 25 Nisan 1915’te ayrılıp, yola çıkıyor ve tümeninin başında savaşa katılıyor.

ATA, BU EVDE BİR HAFTA KALIYOR

Bigalı Köyü’nde kalan Atatürk, 19 Nisan 1915'te geldiği bu evden, bir hafta sonra yani 25 Nisan 1915’te ayrılıp, yola çıkıyor ve tümeninin başında savaşa katılıyor.

HER YIL AYNI GÜN ANMA VAR
Conkbayırı eteklerinde düşmanı karşılayarak savaşın kaderini değiştiren 57’nci Alayı da içine alan, binlerce şehit veren ve destanlar yazan askerler, Mustafa Kemal'in “Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!” komutu ile köyden ayrılarak taarruza geçiyor.

HER YIL AYNI GÜN ANMA VAR

Conkbayırı eteklerinde düşmanı karşılayarak savaşın kaderini değiştiren 57’nci Alayı da içine alan, binlerce şehit veren ve destanlar yazan askerler, Mustafa Kemal'in “Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!” komutu ile köyden ayrılarak taarruza geçiyor.

KENDİ KÜÇÜK AMA ANLAMI DEVASA OLAN BİR KÖY
Bizim rotamız Çanakkale ilinin Eceabat ilçesinde bulunan kendi küçük ama tarihi açıdan anlamı çok büyük bir nokta olan Bigalı köyüne çevrili.

O AN İŞTE BURADA YAŞANMIŞ

İşte o hep duyduğumuz şanlı an, bu an. Ve Mustafa Kemal bu savaşta gazi oluyor. Bundan böyle adı “Anafartalar Kahramanı” olarak anılıyor.

100’ÜNCÜ YILINDA ÇOK GÖRKEMLİ BİR TÖREN YAPILIYOR
Bu nedenle her yıl 25 Haziran’da köyde öğrencilerin ve izcilerin katıldığı anma törenleri düzenleniyor. Bu törenlerin en büyüğü 100’üncü yıla denk gelen 2015’te yaşanıyor. Yerli, yabancı 10 bine yakın insan köyü dolduruyor. Muhtarın anlattığına göre insanlar “Atatürk ve askerlerimiz ayağını basmıştır, biz de onların bastığı yerlere basalım.” düşüncesiyle müze evinin etrafından defalarca dolaşıyorlar. Anlatılanlara göre de bazıları duygulanıp, ağlayanlar bile oluyor.

100’ÜNCÜ YILINDA ÇOK GÖRKEMLİ BİR TÖREN YAPILIYOR

Bu nedenle her yıl 25 Haziran’da köyde öğrencilerin ve izcilerin katıldığı anma törenleri düzenleniyor. Bu törenlerin en büyüğü 100’üncü yıla denk gelen 2015’te yaşanıyor. Yerli, yabancı 10 bine yakın insan köyü dolduruyor. Muhtarın anlattığına göre insanlar “Atatürk ve askerlerimiz ayağını basmıştır, biz de onların bastığı yerlere basalım.” düşüncesiyle müze evinin etrafından defalarca dolaşıyorlar. Anlatılanlara göre de bazıları duygulanıp, ağlayanlar bile oluyor.

GEZİLECEK YERLER LİSTESİNDE VAR
İl ve ilçeleri turizm açısından ele alındığında da mutlaka görülmesi gereken yerler listesinin başında yer alıyor.

HER YERDE ATA’NIN SÖZLERİ ASILI

Müze binasının dış kapısının karşı duvarında da Atatürk’ün çok düşündüren şu sözü asılı: “Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar.”

ÇANAKKALE’NİN YERİ GÖNLÜMÜZDE AYRI
Çanakkale ilinin yeri hepimizin gönlünde bir başka. Birinci Dünya Savaşı’nın en çetin cephelerinden biri olan Çanakkale Muharebeleri buradaki Gelibolu Yarımadası’nda geçti. Bu yarımadada Türk askerleri, düşmanla denizden ve karadan savaştı. Türkiye’nin dört bir tarafından gelerek savaşta şehit düşen askerlerin naaşları buradaki şehitliklerde yatıyor. Hatta o gün savaştığımız düşman askerleri de bu topraklarda artık bize birer emanet.

BURADA TARİHE SAYGI TEK DEFALIK DEĞİL ÖMÜRLÜK

Köyde "Tarihe Saygı Projesi" kapsamında bir akaryakıt firması tarafından Gelibolu 2'nci Kolordu Komutanlığı koordinatörlüğünde 2006 yılında bazı çalışmalar yapılıyor.

BURADA İNSAN MERKEZE KONARAK HAREKET EDİLİYOR
Köye bir de kütüphane kuruluyor. El sanatları kursları açılıyor. Kısacası burada insan merkeze konulmuş. Pek çok ayrıntıdan bunu anlıyoruz. Restorasyon sırasında askerlerin duvar taşlarını kazıdığını da öğreniyoruz.

BURADA İNSAN MERKEZE KONARAK HAREKET EDİLİYOR

Köye bir de kütüphane kuruluyor. El sanatları kursları açılıyor. Kısacası burada insan merkeze konulmuş. Pek çok ayrıntıdan bunu anlıyoruz. Restorasyon sırasında askerlerin duvar taşlarını kazıdığını da öğreniyoruz.

RESTORE EDENLERE AYRI KÖYLÜLERE AYRI BİR TEŞEKKÜR 
Bu köyü böyle değerli kılan anıları canlı tutmak için yapılanlara teşekkür etmek gerek. Sonrasında köylü halkın bu emanete sahip çıkması da tabii ki takdire şayan.

RESTORE EDENLERE AYRI KÖYLÜLERE AYRI BİR TEŞEKKÜR

Bu köyü böyle değerli kılan anıları canlı tutmak için yapılanlara teşekkür etmek gerek. Sonrasında köylü halkın bu emanete sahip çıkması da tabii ki takdire şayan.

KÖYÜN NÜFUSU AZ, ETKİSİ FAZLA
Köyün geçmişi 650 yıl önceye dayanıyor. Toplam 80 hanesi var. Köyde 187 kişi yaşıyor. Kökleri Bulgaristan’a dayanıyor. Çoğu orta yaşın üzerinde. Çocukları eğitim görmüş, evlenmiş ve ya şehir merkezinde yaşıyorlar ya da yakın illerde. Köyün geneli ziraat ve hayvancılıkla geçiniyor. Birçoğu da birbiriyle akraba.

KÖYÜN NÜFUSU AZ, ETKİSİ FAZLA

Köyün geçmişi 650 yıl önceye dayanıyor. Toplam 80 hanesi var. Köyde 187 kişi yaşıyor. Kökleri Bulgaristan’a dayanıyor. Çoğu orta yaşın üzerinde. Çocukları eğitim görmüş, evlenmiş ve ya şehir merkezinde yaşıyorlar ya da yakın illerde. Köyün geneli ziraat ve hayvancılıkla geçiniyor. Birçoğu da birbiriyle akraba.

KAPIDAKİ NOTTAN ÖĞRENİYORUZ
Kapısında Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı’na ait bir not asılı. Notta bu müzenin restorasyonunun 2018 yılında kendileri tarafından gerçekleştirildiği yazıyor.

KÖYLÜLER YABANCILARA ALIŞMIŞ

Bütün bunları ürünlerinin satışını yapan teyzelerden öğreniyoruz. Hepsi çok candan insanlar. Köyün trafiğine ve yabancıların sorularına alışmışlar.

ARKADAKİ EVLERDE TAM BİR KÖY HAVASI VAR
Meydanın arkasındaki evler, meydana bakanlarınkinden daha bakımsız ama sonuçta onlar da bayraklarını asmayı ihmal etmemişler. Zaten oradaki evlerin en büyük süsü, o bayraklar.

ARKADAKİ EVLERDE TAM BİR KÖY HAVASI VAR

Meydanın arkasındaki evler, meydana bakanlarınkinden daha bakımsız ama sonuçta onlar da bayraklarını asmayı ihmal etmemişler. Zaten oradaki evlerin en büyük süsü, o bayraklar.

KÖYLÜLER YABANCILARA ALIŞMIŞ
Bütün bunları ürünlerinin satışını yapan teyzelerden öğreniyoruz. Hepsi çok candan insanlar. Köyün trafiğine ve yabancıların sorularına alışmışlar.

KÖYÜN ÖBÜR YÜZÜ ÇİÇEKLİ

Arka sokaklardaki evlerin kapısının önünde konserve tenekelerinin içinde sardunya çiçekleri ekili. O evlerin damından asma yaprakları sarkıyor. Üzerinde sarkan üzümler olmuş mu artık zamanı geçmiş mi bilmiyoruz ama duruyorlar öylece. Köyün bu kısmı da bir aynı güzel.

 

ÜSTTE ATA’NIN ÇALIŞMA ODASI
Üst katta salona açılan üç kapıdan ortadaki en büyük oda Atatürk'ün çalışma odası olarak kullanılmış. Onun sağındaki oda yatak odası olarak kullanılırken diğer odanın, Mustafa Kemal'in yaverine ayrıldığı biliniyor.

HATIRALAR KÖYE KATKI SAĞLIYOR

Bu hatıraların dolaylı yoldan köylülerin geçimine de destek olduğunu anlıyoruz. Bal satan, evde ürettiklerini satan, el emeklerini ve hediyelik eşyaları satan köylü kadınlar, ev ekonomisine katkı sağlıyor.

EMLAK SEKTÖRÜ CANLI
İçlerinde evini pansiyona dönüştüren, kiraya verenler de var. Köydeki emlak sektörü böylelikle hareketleniyor. Arsa ve evlerin fiyatları bölgedeki normal bir köyde olduğundan daha fazla. Köy çoktan turistik olmuş bile.

EMLAK SEKTÖRÜ CANLI

İçlerinde evini pansiyona dönüştüren, kiraya verenler de var. Köydeki emlak sektörü böylelikle hareketleniyor. Arsa ve evlerin fiyatları bölgedeki normal bir köyde olduğundan daha fazla. Köy çoktan turistik olmuş bile.

BAYRAKLAR TÜRKİYE’NİN HER YERİNDEN GELİYOR
Bu köyün tüm evleri yaz-kış, 365 gün 24 saat bayraklı. Ve doğusundan batısına kadar Türkiye’nin tüm şehirlerinden buraya bayrak yağıyor. Gelenler, bilenler, duyanlar kargoları bayrakla dolduruyor, köye gönderiyorlar. Askeriye de bu konuda çok hassas. Bayraklar daima temiz ve asılı kalacak diye hep birlikte özeniliyor.

BAYRAKLAR TÜRKİYE’NİN HER YERİNDEN GELİYOR

Bu köyün tüm evleri yaz-kış, 365 gün 24 saat bayraklı. Ve doğusundan batısına kadar Türkiye’nin tüm şehirlerinden buraya bayrak yağıyor. Gelenler, bilenler, duyanlar kargoları bayrakla dolduruyor, köye gönderiyorlar. Askeriye de bu konuda çok hassas. Bayraklar daima temiz ve asılı kalacak diye hep birlikte özeniliyor.

“BAYRAKLI KÖY DİYE TANINIYOR”
Köyün ilk ismi kurucusunun soyadı olan “Boğalı”, sonradan “Bigalı” olmuş ama yabancılar köyü anlatırken ondan “Bayraklı köy” diye söz ediyor.

“BAYRAKLI KÖY DİYE TANINIYOR”

Köyün ilk ismi kurucusunun soyadı olan “Boğalı”, sonradan “Bigalı” olmuş ama yabancılar köyü anlatırken ondan “Bayraklı köy” diye söz ediyor.

KÖYÜN ÖBÜR YÜZÜ ÇİÇEKLİ
Arka sokaklardaki evlerin kapısının önünde konserve tenekelerinin içinde sardunya çiçekleri ekili. O evlerin damından asma yaprakları sarkıyor. Üzerinde sarkan üzümler olmuş mu artık zamanı geçmiş mi bilmiyoruz ama duruyorlar öylece. Köyün bu kısmı da bir aynı güzel.

ATATÜRK’ÜN GELİŞİ KÖYÜN KADERİNİ DEĞİŞTİRMİŞ

Atatürk’ün burada konaklaması köyün kaderini değiştirmiş. Köye anlam katmış.

KÖYDEN EVLİYA ÇELEBİ DE GEÇMİŞ
Köyün tarihinde başka yolcular da var. 
Buradan Evliya Çelebi de yüzyıllar önce geçmiş. 17’ncı yüzyılda seyahatnamesinde şimdiki Bigalı’ya geldiğini anlatarak, buradan Gelibolu’ya geçtiğini not düşmüş.

KÖYDEN EVLİYA ÇELEBİ DE GEÇMİŞ

Köyün tarihinde başka yolcular da var. Buradan Evliya Çelebi de yüzyıllar önce geçmiş. 17’ncı yüzyılda seyahatnamesinde şimdiki Bigalı’ya geldiğini anlatarak, buradan Gelibolu’ya geçtiğini not düşmüş.

YATIRLARI, TARİHİ CAMİ VE BİGALI KALESİ
Maltepe’de Hasan Baba ve Tekke mevkiindeki Elfidan Baba adlı yatırları var. Camisinin kuruluşu çok eskiye dayanıyor. Cami avlusundaki çeşme Hicri 1285 yılına ait. Minarenin tarihi ise 1185. Köyün 3 kilometre ilerisinde bulunan ve şimdi çok harap halde olan Bigalı Kalesi Hicri 1233 tarihinde inşa edilmiş.

YATIRLARI, TARİHİ CAMİ VE BİGALI KALESİ

Maltepe’de Hasan Baba ve Tekke mevkiindeki Elfidan Baba adlı yatırları var. Camisinin kuruluşu çok eskiye dayanıyor. Cami avlusundaki çeşme Hicri 1285 yılına ait. Minarenin tarihi ise 1185. Köyün 3 kilometre ilerisinde bulunan ve şimdi çok harap halde olan Bigalı Kalesi Hicri 1233 tarihinde inşa edilmiş.

KÖYÜ DÜNYA TANIYOR
Bu tarihi özellikleriyle özelliği ile Bigalı köyünü sadece Türkiye değil tüm dünya tanıyor.

KÖYÜ DÜNYA TANIYOR

Bu tarihi özellikleriyle özelliği ile Bigalı köyünü sadece Türkiye değil tüm dünya tanıyor.

“BEN SİZE TAARRUZ EMRETMİYORUM. ÖLMEYİ EMREDİYORUM”
Köyün meydanındaki kaidede şu sözler yazıyor: “Ben size taarruz emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve başka komutanlar alabilir.”
Ve sadece bu söz bile burayı unutulmaz kılıyor.

“BEN SİZE TAARRUZ EMRETMİYORUM. ÖLMEYİ EMREDİYORUM”

Köyün meydanındaki kaidede şu sözler yazıyor: “Ben size taarruz emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve başka komutanlar alabilir.” Ve sadece bu söz bile burayı unutulmaz kılıyor.