'Türkiye'nin otomobili tüm dünyada arz-ı endam edecek'

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Türkiye'nin otomobilinin sadece Türkiye'nin yollarında değil, dünyanın bütün yollarında arz-ı endam etmesini, bu projede küresel bir başarı hedeflediklerini söyledi.
'Türkiye'nin otomobili tüm dünyada arz-ı endam edecek'

Bakan Özlü, 131. Bab-ı Ali Toplantıları'nda yaptığı konuşmada, değişen ve dönüşen dünyada ancak teknoloji ile donatılmış, Ar-Ge ve inovasyonla geliştirilmiş işletmelerin yer bulabileceğini belirterek, işletmeleri bu dönüşüme adapte etmek için teknoloji ve Ar-Ge destek programlarını hayata geçirdiklerini söyledi. Özlü, "2023 hedefimizi topyekun bir kalkınma ile gerçekleştirebileceğimizi bildiğimiz için, bu desteklerimizi sadece birkaç bölge ya da şehirle sınırlamıyor, Türkiye genelinde uyguluyoruz. En büyüğünden en küçüğüne bütün işletmelerimizi, 4. Sanayi Devrimine, Sanayi 4.0'a hazır hale getirmeye çalışıyoruz." diye konuştu.


Faruk Özlü, Türkiye'yi 2023 hedeflerine bilim ve teknolojiyle beslenen, Ar-Ge ve inovasyonla gelişen sanayinin taşıyacağını vurguladı.

Bilim ve teknolojiyi, sanayi politikalarının merkezine yerleştirdik

Dünyanın tarihi bir süreçten geçtiğine dikkati çeken Özlü, "Artık bildik yöntemlerle, ezberlenmiş süreçlerle ilerleyerek o tarihi sürece uyum sağlayamayız. Bir yanda bölgesel ve küresel kartlar yeniden karılıyor, siyasi pozisyonlar yeniden belirleniyor ve küresel güçler bu değişimin yönünü belirlemeye çalışıyor. Diğer yanda bütün dünyayı etkisi altına alan ve gelecekte çok daha kapsayıcı olacağı belli olan, yeni bir devrim yaşanıyor. Bu, Sanayi 4.0 ve buna bağlı olarak sanayi dışı bütün alanları da etkileyecek olan Akıllı Toplum 5.0 devrimidir. Gücün tanımı yeniden yapılıyor, bildiğimiz tüm kurallar değişiyor. 2023 vizyonumuzu hem yeni güç dengesi hem de gücün yeni tanımına göre belirledik ve yolumuza devam ediyoruz." şeklinde konuştu. 


Bilim ve teknoloji politikaları ile sanayi politikalarını müşterek belirleyerek, kendi teknolojisini üreten bir sanayi yapısı kurmak için çalıştıklarını anlatan Özlü, ''Biz bunu mutlaka yapacağız. Türkiye'yi 2023'te dünyanın en gelişmiş 10 ekonomisi arasına sokmayı başaracağız." ifadelerini kullandı.

2023 hedeflerine kilitlendik

Ar-Ge ve inovasyon önceliğinin, 2023 hedefleri için ne denli kararlı bir şekilde yürüdüklerinin  göstergesi olduğunu aktaran Özlü, "O yolun sonunda Türkiye'yi bölgesel bir güç ve küresel bir oyuncu yapacağız. Çalışmalarımızı "bilim merkezi Türkiye", "teknoloji üssü Türkiye" ve "ileri sanayi ülkesi Türkiye" olmak üzere 3 ana eksende yoğunlaştırıyoruz. Hedeflerimizi koyarken gördük ki insan kaynağımız da altyapımız da bunun için hazır ve yeterli. Bu potansiyeli akılcı bir şekilde harekete geçirmek, hedefleri doğru koymak, vizyonu geleceği düşünerek çizmek gerekiyordu." görüşlerini aktardı.

Türkiye'nin otomobili ile küresel bir başarı hedefliyoruz

Türkiye'nin otomobili" projesinin de bu vizyonun yansıması olduğunu belirten Özlü, şunları söyledi:

Faruk Özlü, "2023 hedeflerimiz bizim için nihai hedef değil, asıl hedefimize varmak için belirlediğimiz bir ara hedeftir. 2023 hedeflerini gerçekleştirmiş bir Türkiye, 2071 hedeflerine çok daha emin adımlarla gidecektir. Çalışmalarımızı bu bilinçle sürdürdük, bundan sonra da aynı bilinçle devam edeceğiz. Sizlerin de fikri ve moral desteği gücümüze güç katacak, geleceğin Türkiye’sini hep birlikte kuracağız." diye konuştu. 

Tasarıma 1, markalaşmaya 5 harcanıyor

Bakan Özlü, bir soru üzerine, Türkiye'nin otomobili projesini iki fazlı olarak modelledikleri bilgisini vererek şunları kaydetti:

"Birinci fazda ortak girişim grubundaki 5 şirketin eşit payla bulunduğu ortak bir şirket oluşturulması, ayrıca teknik ve mali analiz yapılması yer alıyor. İstanbul'da bir proje yönetim ofisi kurduk. Burada sürekli çalışan bir grup var. Bu grup 5 firmayı temsil eden kişilerden oluşuyor. Bakanlığımızdan ve TOBB'dan da 2'şer kişi var. Bu çalışmaya şirketin ana sözleşmesinin oluşturulması da dahil. Şirket için bir CEO bakıyoruz. Burada da uluslararası deneyimi ve başarısı olan kişilere bakıyoruz. Birinci faz, şirketleşme sürecinin tamamlanması ve prototiplerin ortaya çıkmasına kadar geçecek olan süreyi kapsıyor. Tek modelle değil 4 modelle piyasaya girmenin doğru olacağı söyleniyor. Buna dikkat edeceğiz.''

''İkinci faz seri üretim için üretim yerinin belirlenmesi, üretim tesislerinin oluşturulması ve dağıtım ve bayi sisteminin kurulmasını kapsıyor. Birinci ve ikinci faz için 24’er ay, toplamda 48 ay düşünüyoruz. Şu anda birinci fazdayız. Şirketleşme, teknik ve mali analiz yapma ve bir CEO atama sürecindeyiz. Ortaklar çok istekli ve uyumlu çalışıyor. Sayın Cumhurbaşkanımız, devlet en tepeden en alta kadar bu işin arkasında. Kurduğumuz model, özel sektörün önde olduğu, devletin alttan desteklediği bir model. Daha önce TÜBİTAK'ta yapılan çalışmalarla ilgili elimizde ne varsa ortak girişim grubuna verdik, bunları da değerlendirecekler."