Enerji üretimi için kurulan baraj Türkiye’nin yeni kuş cenneti oldu

Çorum’un Oğuzlar ilçesinde enerji üretimiyle sulama amaçlı kurulan Obruk Barajı, Türkiye’nin yeni kuş cennetine dönüştü.
Enerji üretimi için kurulan baraj Türkiye’nin yeni kuş cenneti oldu

Dünyanın doğal zenginlik müzeleri olarak kabul edilen sulak alanların doğal işlevleri ve ekonomik değerleriyle ülkemizin de en önemli ekosistemlerinden biri olması gerçeğinden yola çıkan Hitit Üniversitesince kentin sahip olduğu doğal zenginliklerin tespit edilerek tanıtılması için çalışma başlatıldı.


20 FAMİLYADAN 110’A YAKIN KUŞ TÜRÜ TESPİT EDİLDİ

Türkiye’nin en büyük barajları arasında yer alan Obruk’ta Çorum’un biyolojik çeşitliği ve doğal zenginliklerini ortaya çıkarmak adına geçtiğimiz yıl hayata geçirilen proje kapsamında barajda yapılan saha ve gözlem çalışmalarında ötücü, yırtıcı, su kuşları gibi yaklaşık 20 familyadan 110’a yakın kuş türü tespit edildi.

AKKUYRUKLU KARTAL, KARA VE KÜÇÜK AKBABA İLE ŞAH KARTALI

30 bine yakın kuşun kışladığı baraj gölünde aynı zamanda bahar mevsiminde üreyen kuş türlerine de ev sahipliği yaptığı görülürken, üreyen kuş türleri arasında akkuyruklu kartal, kara ve küçük akbaba ile şah kartalı gibi popülasyonları tehlikede altında olduğu için koruma altına alınan endemik kuş türlerine de rastlandı.

300 milyon dolara mal olan, 36 kilometre uzunluğunda, 661 milyon metreküp su rezervi bulunan ve 2008 yılında hizmete girmesiyle yıllık 473 milyon kwatt-saat enerji üretim kapasitesine sahip olan Obruk, artık Türkiye’nin gizli bir biyolojik zenginlik alanı olarak adlandırılıyor.


Hitit Üniversitesi Biyolojik Çeşitlilik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Öğretim Üyesi Dr. Şafak Bulut, Çorum’un biyolojik çeşitliği ve doğal zenginliklerini ortaya çıkarmak adına bir yıldır Obruk Barajı’nı izlediklerini ve bu kapsamda Obruk baraj gölü ve çevresinin biyolojik çeşitliliğinin ortaya konulmasının planlandığını belirtti.

"OBRUKTA ÖTÜCÜ, YIRTICI, SU KUŞLARI GİBİ 110’A YAKIN KUŞ TÜRÜ VAR"

Obruk Barajı’nın rezervuar tipi oluşumundan itibaren büyük bir kışlama alanı doğurduğunu anlatan Öğretim Üyesi Dr. Bulut, "2010 yılında yapılan sayımlarda 10 bin birey sayılmıştı. Geçen yıl yaptığımız çalışmada 30 bin bireye yakın kış kuşları sayıldı. Bu alanda Türkiye’de en çok kış kuşu popülâsyonuna sahip 17. alan olarak değerlendirildi. Obrukta ötücü, yırtıcı, su kuşları gibi 110’a yakın kuş türü var. Obruk barajında aynı zamanda nesli tehlike altında olan su samuru gibi memeli türleri de var.

KÜLTÜR BALIKÇILIĞI VAR

Balıklarla kültür balıkçılığı var. Ekonomik balık türleri atılmış buraya üremiş. 30 bine yakın kuş kışlıyor dedik burada. Kışlayan kuş türleri nedeniyle burası aynı zamanda bir kuş cenneti. Burası ramsar koruma alanı olabilir. Bundan sonraki dönemde su kuşlarının avlanması merkezimizin girişimleri ve Çorum Valiliğinin de desteği ile yasaklanacak. Su kuşlarının daha sağlıklı kışlaması için elimizden geleni yapacağız" diye konuştu.

TURİSTİK BÖLGE

Obruk Barajı’nda doğa parkuru kurmayı amaçladıklarını dile getiren Dr. Bulut, “Çorum’da Hititlerin başkenti Hattuşa gibi önemli turizm merkezleri var. Çorum sadece turistlerin geçiş alanı gibi. Kente gelen turistler yarım günde şehir gezisini  bitirebiliyorlar. Tarihi alanları gezen turistler doğaya da meraklı oluyor. Burada 30 bine yakın kışlayan kuşları, üreyen ve nadir türleri göstermek ve tanıtmak için burada bir doğa parkuru oluşturmayı amaçlıyoruz. Çorum’a gelen turistleri burada da ağırlamayı planlıyoruz” şeklinde konuştu.

Obruk Baraj Gölü’nde Hitit Üniversitesinin Oğuz adası adıyla bir yarım adasının bulunduğunu hatırlatan Dr. Bulut, “Adamızda biyoçeşitlilik ve ekoturizmin yanı sıra su sporları da gerçekleştirilecek. Önümüzdeki günlerde inşaat çalışmalarına başlanacak olan adada merkezimizinde bir yeri olacak ve burası tanıtıcı müze olarak karşımıza çıkacak. Doğa ve turizm meraklılarını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Başkanı Doç. Dr. Emre Avcı da Obruk barajında yüzey ve yaklaşık 5 metre derinlikten özel cihazlar yardımıyla su örnekleri aldıklarını anlatarak bu örneklerden suyun fiziko-kimyasal özellikleri ve mikrobiyolojik özellikleri gibi önemli bazı parametrelerin ortaya konularak suyun kalitesi hakkında veri toplandığını ve alınan su numunelerinin ölçüm ve değerlendirmelerinin üniversitenin Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Ekoloji ve Mikrobiyoloji Araştırma Laboratuvarlarında yapıldığını bildirdi.

"SULAK ALANLARDA YAŞAYAN CANLILARIN EKOSİSTEMDEKİ BESİN ZİNCİRİ VE SU KALİTESİ AÇISINDAN BÜYÜK ÖNEME SAHİPTİR"

Çalışmaların bundan sonraki bölümlerinde Tarım ve Orman Müdürlüğünden de destek alınacağını da vurgulayan Doç. Dr. Avcı, "Biyolojik Çeşitlilik Uygulama ve Araştırma Merkezi olarak 2017-2018, 2018-2019 yılları dikkate alınarak mevsimsel olarak bu lokasyonlardan düzenli bir şekilde mevcut bilimsel kurallar ışığında su örnekleri alınıyor. Sulak alanlarda yaşayan canlıların ekosistemdeki besin zinciri ve su kalitesi açısından büyük öneme sahiptir. Ayrıca suda yaşayan bazı canlıların suyun kullanılabilirliği açısından da açısından oldukça önemlidir. Aldığımız bu su örneklerinin biyolojik çeşitlilik ve ekolojik dengenin kısmen de olsa değerlendirilmesi açısından kıymetlidir. Alanında uzman öğretim elemanlarından ve lisansüstü öğrencilerinden oluşan bir kadro ile yürüttüğümüz çalışmalar ile buradaki sulak alanın su kalitesini ortaya koymak ve biyolojik çeşitliliğin rolünün açığa çıkarılması açısından önemlidir.” ifadelerini kullandı.