Ekonomi gazetecileri "Küresel Isınma" sorununu tartıştı

Çevre konusunu gündeme taşımak amacıyla Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) tarafından 10. Küresel Isınma Kurultayı gerçekleştirildi. Bugüne kadar ki etkinliklere 300 gazetecinin katıldı.
Ekonomi gazetecileri

Etkinlikte konuşan İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Üyesi ve Çevre İhtisas Kurulları Başkanı Mustafa Tacir, dünyanın iklim açısından çok kritik bir eşikte olduğunu kaydederek, "İklimler değişiyor ve bizler sanayiden, ulaşıma, şehirleşmeden, enerjiye, tarımdan, atık yönetimine kadar hayatımızın her alanında bu gerçeği hissediyoruz." dedi.


Bireysel, toplumsal veya büyük-küçük denilmeden atılan her adımın çok kıymetli olduğunu vurgulayan Tacir, "Ancak iklim değişikliği ile mücadelede güçlü politik kararlara ihtiyaç olduğu da aşikar." diye konuştu.

Tacir, BM tarafından son açıklanan raporun "iklim değişikliği konusunda bilim adamları ile politika yapıcılar arasındaki uçurumun gittikçe arttığını" gösterdiğini belirterek, bugün bilimin kendilerine en iyi ihtimalle dahi Paris'te verilen sözlerin 1,5 derecelik kritik seviyeyi sağlayamayacağını söylediğini aktardı.

Bilimin, daha fazla önlem alınması yönünde alarm verdiğini vurgulayan Tacir, "Kayıtsızlığın açtığı çukurları kapatmanın maliyeti çok ağır olacak. Hemen harekete geçilmemesi daha fazla kuraklık, daha fazla sel, yükselen denizler, daha fazla iklim göçmeni, daha fazla kıtlık demek. Bu tehlike çanları 2018 Küresel Riskler Raporu'nda açıkça ortaya konulmuştur." diye konuştu.


Bundan on yıl önce ilk beş riskten biri olmayan iklim değişikliğinin bugün ilk beş riskten üçünü kapsadığı bilgisini veren tacir, birinci sırada ekstrem hava olaylarının, ikinci sırada doğal afetlerin, beşinci sırada iklim değişikliğine uyum ve adaptasyonun bulunduğunu anlattı.

"İNSAN KAYNAKLI VE DOĞAL AFETLER KARŞISINDA 11 BİN CAN KAYBI"

Tacir, bu durumun şaşırtıcı olmadığını kaydederek "2017'de insan kaynaklı ve doğal afetler sebebiyle yaşamını yitirenlerin sayısı 11 binden fazlayken, dünyanın bu afetler karşısında ödediği ekonomik bedelin ise 337 milyar dolar oldu." şeklinde konuştu.

“İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN BAŞ SORUMLUSU YENİLENEBİLİR ENERJİ”

Tacir, yeşil ekonomiye geçisin ayak sesleri duyulsa da istenilen ve beklenilen hızda olmadığını kaydederek, şu ifadeleri kullandı:

"Bugün gelişmiş yirmi ülkenin enerjisinin yüzde 82'si hala fosil yakıtlardan temin edilmekte. Rüzgar ve güneş enerjisinin maliyeti dünya çapında giderek azalıyor. Bu teknolojilerin 2020 itibariyle fosil yakıtlarla aynı maliyet seviyesine, hatta daha ucuza gelebileceği söyleniyor. Endüstri 4.0 çok değil, 10 yıl içinde önemli yol kat edecek. Ve önemli sonuçlarından biri de enerjinin daha verimli kullanılmasına imkan verecek olması. Özetle, iklim değişikliği ile savaşımızı teknoloji ile kazanacağız."

Kuraklığın, biyoçeşitliliğin bozulmasının, iklim özelliklerinin değişiminin ayrımı etkilerken gıda fiyatlarında yaşanan artışların zincirleme olarak diğer ürünlerin fiyatlarının yükselişini tetiklediğini ve enflasyonist bir baskı oluşturabildiğini kaydeden Tacir, yaşanan ekstrem hava olaylarının üretimlerin durmasına, buna bağlı tüm tedarik zincirinin etkilenmesine sebep olabildiğini anlattı.

"TOPYEKUN ÖNLEMLER YENİ FIRSATLARIN DOĞMASINI SAĞLAYACAK"

Tacir, iklim değişikliğinin sebepleri ile mücadele devam ederken aynı zamanda değişen iklim şartlarına uyum sağlama noktasında da adım atılması gerektiğini vurguladı.

İklim değişikliğinin beklenen etkilerine hükümetlerin, özel sektörün ve toplumun her bir bireyinin hazır olması gerektiğini vurgulayan tacir, "Topyekun önlemler risklerin azaltılmasına olanak sağlarken yeni fırsatların doğmasına da sebep olacaktır." dedi.

Paris İklim Anlaşması'na taraf olmak, doğru bildiklerini tüm dünyaya anlatmak ve değişen çağa ve gereklerine ayak uydurmak zorunda olduklarını dile getiren Tacir, sözlerini şöyle tamamladı:

"Sanayi yapımızı yeşile çevirmek, yeşil işler oluşturmak sanayicimizi küresel tehditlerden korurken yeni düzende güçlü bir aktör olmasını sağlayacaktır. Yeni kanuni düzenlemelerle daha çekici hale gelen Ar-Ge süreçlerimizin bile iklim değişikliği ile mücadeleye katkı vermesi gerekmektedir. Çünkü bilim ve teknoloji, sanayimizin kaynak ve enerji verimliliğini başarmasında kilit noktadır. Düşük karbon merkezli yeni bir ekonomi ve kalkınma modelinin şekillendiği günümüzde; firmaların beklenen değişime hızlı, verimli ve maliyet-etkin bir çerçevede uyum sağlaması için iş dünyasında öncelikli olarak yeterli farkındalığın oluşması sağlanmalıdır.

"İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNDEN DAHA FAZLA KAÇAMAYIZ"

EGD Yönetim Kurulu Başkanı Celal Toprak, Türkiye'de 11 yıldır bu işi sürdürmenin önemli olduğunu dile getiren Toprak, bunu sürdürürken ilgili tüm STK'ların, kurum ve kuruluşların görüşlerini aldıklarını, kollektif aklı ortaya çıkarma gayretinde olduklarını, bu problemin herkesin sorunu olduğunu vurguladı.

Toprak, iklim değişikliğinin adım adım geldiğini kaydederek, "O kadar hızlı geliyor ki bu değişiklikten daha fazla kaçma çaremiz yok. İklim değişikliğine karşı önlem almazsak çocuklarımız çok kötü bir dünyada yaşayacaklar ve bunun hesabını bize soracaklar." dedi.

Toprak, "Biz farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Önce medyanın sonra da kamuoyunun bu konudaki duyarlılığını artırmak ve bir tık yukarıya çekmek için çalışmalarımız katkı sunduysa bu durum bizim için büyük önem taşır." diye konuştu.

"TÜRKİYE, GÜNEŞ VE RÜZGAR ENERJİSİNDE BÜYÜK FIRSATLAR BARINDIRIYOR"

SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Direktörü Değer Saygın, sera gazı salınımlarının 3'te ikisinin enerji sektöründen geldiğini belirterek, burada yapılacak ufak bir değişimin iklim değişikliğiyle mücadeleye sunacağı katkıdan bahsetti.

Yenilenebilir enerjinin maliyetlerinin azaldığını ve verimliliğinin arttığını dile getiren Saygın, enerji dönüşümünün arkasındaki itici güçlerden bazılarının iklim değişikliği ve hava kirliliği olduğunu anlattı.

Saygın, enerji verimliliğini artırma konusunda tüketicilere de ciddi görevler düştüğünü kaydederek, küresel anlamda yenilenebilir enerjide kat edilen mesafeden bahsetti.

Elektrik sektöründe enerji dönüşümünün çok iyi ve hızlı ilerlediğini aktaran Saygın, Türkiye'nin ise güneş yatırımlarında çok iyi noktada olduğunu söyledi.

Saygın, Türkiye'nin hem güneş hem de rüzgar enerjisinde dünya fiyatlarının altında olduğunu belirterek, "Jeotermalde ise kurulu güç açısından dünyada ilk 5'teyiz. Gelecek yılın başında rüzgar ve güneşte yeni YEKA'lar açıklanacak." dedi.

Enerji dönüşümünün sadece iklim değişikliği açısından değil ekonomik ve sosyal açıdan da ciddi faydalar sağladığını dile getiren Saygın, Türkiye'nin güneş ve rüzgar enerjisinde elinde çok büyük fırsatlar olduğunu vurguladı.

KURULTAY KAPSAMINDA ÜÇ AYRI OTURUM GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Kurultay kapsamında ÇEVKO Başkanvekili Fügen Soykut başkanlığında "İklim değişikliği Hayatımızı Nasıl Etkiliyor ve Döngüsel Ekonomi Çözümü" başlıklı oturum gerçekleşti. Oturumda Dünya Gazetesi yazarı Didem Eryar Ünlü, yazar Meral Tamer, Yeni Şafak Gazetesi Ekonomi Editörü Mine Acar, Türkiye Gazetesi Ekonomi Şefi Canan Eraslan, Yenibirlik Gazetesi yazarı Serpin Alparslan konuşma gerçekleştirdi.

Kurultay'ın ikinci oturumu ise "İklim Değişikliği Ekonomiye Nasıl Etki Ediyor?" başlığıyla Anadolu Ajansı (AA) Finans Haberleri Editör Yardımcısı ve EGD Başkan Yardımcısı Hasan Arslan’ın moderatörlüğünde yapıldı. Oturumda Austrotherm Türkiye Genel Müdürü Özgür Kaan Alioğlu, Teksan Jeneratör Pazarlama Direktörü Zafer Mutlu, ORGE Elektrik Taahhüt Üst Yöneticisi (CEO) Nevhan Gündüz ve ÇEVKO Genel Sekreteri Mete İmer görüşlerini paylaştı.

Günün son oturumu ise EGD Başkanı Celal Toprak'ın yönetiminde gerçekleştirildi. "Hepimiz Türetici Olabilir Miyiz?" başlığıyla gerçekleşen oturumda Bangladeş'in İstanbul Başkonsolosu Muhammed Monirul İslam, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay ve PAGÇEV Genel Müdürü Yağmur Cengiz konuştu.

Son oturumda çok sayıda sivil toplum örgütü önderi söz alarak iklim değişikliğine ilişkin görüşlerini paylaştı.

10. Küresel Isınma Kurultayı'nın ardından sonuç bildirgesi hazırlanarak ilgili kurum ve kuruluşlara iletileceği bildirildi.