Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, TRANSİST 11. İstanbul Ulaşım Kongresi ve Fuarı'nda yaptığı konuşmada, ulaştırmanın, günümüzde ülkelerin ekonomik gelişimlerini ve refah seviyelerini etkileyen en önemli sektörlerin başında geldiğine işaret etti.
İleri ulaştırma sistemlerinin; üretim alanlarına, pazarlara ve yatırımlara erişebilirliği kolaylaştırmanın yanında insanlara sosyal-ekonomik fırsatlar ve faydalar sunduğuna işaret eden Turhan, yoğun nüfus artışı, bilim ve teknoloji alanındaki sınırları zorlayan adımların; az maliyetli, yüksek kapasiteli, daha hızlı, daha güvenli ve daha konforlu ulaşım ihtiyaçlarını tüm dünyada zorunlu hale getirdiğini vurguladı.
DAHA GÜVENLİ VE DAHA KONFORLU ULAŞIM İHTİYAÇLARINI KARŞILAYACAK
Bu ve benzeri nedenlerle hükümet olarak, işe başladıkları günden bugüne kadar ulaştırmaya stratejik bir sektör olarak baktıklarını belirten Turhan, şunları kaydetti:
"Bizim açımızdan meselenin insani ve ticari olmak üzere iki yönü bulunmaktadır. İnsani açıdan meseleye bakacak olursak, nüfusumuz 80 milyonu aşmış durumda ve bu nüfusun kahir ekseriyeti şehirlerde yaşıyor. 1950'lerde köyden kente başlayan göç, kısa bir zaman diliminde katlanarak aşırı derecede artmıştır. Bu durum, özellikle 1980’lerden sonra şehirlerde altyapıdan kültüre, sosyoekonomik pek çok soruna zemin teşkil etmeye başlamıştır. 1980'ler, aynı zamanda ülkemizin dışa açılan yıllarının başlangıcı diyebiliriz. Birçok alanda olduğu gibi ulaşım ve altyapı alanı da ne yazık ki dinamiklerin gerisinde ilerleme kaydetmiştir. Elbette bunun bedelini, millet olarak da devlet olarak da ödedik, ödüyoruz."
Sektörün Türkiye için iktisadi açıdan uluslararası boyutu bulunduğuna da dikkati çeken Turhan, Türkiye'nin coğrafi konumu dolayısıyla barındırdığı avantajlara değinerek, bu avantajlar için doğru hamlelerin geçmiş zamanda atılamadığını söyledi. Turhan, Türkiye'nin bunun bedelini de ağır ödediğini, bu nedenlerle hükümet olarak konuya başından beri stratejik olarak yaklaştıklarını söyledi.