Bitcoin hayatımıza nasıl girdi ve ileriye yönelik ne vaatleri var

2008 yılında Satoshi Nakamoto bir makale yayınladı. Ardından bunu hayata geçirdi ve biz farketmesek de Bitcoin hayatımıza karışmaya başladı.
Bitcoin hayatımıza nasıl girdi ve ileriye yönelik ne vaatleri var

X,Y,Z jenerasyonu dedik, Endüstri 4.0 dedik, yeni dünya dedik. Hep bir tanıma ihtiyaç duyuldu hızlı değişkenleri ve değişenleri ifade etmek için. Tanımın ne olduğunun önemi yok, gittikçe değişen yaşam biçimimizin algılarımızın ve değerlerimizin önemi var.Youtube, iş modeli olarak video üreten bir şirket olmamasına rağmen dünyanın en büyük video sitesi oldu, Facebook şirket olarak hiç içerik üretmedi ama en büyük içerik sitelerinden biri oldu, Uber hiç aracı olmadan araç üretimi yapan firmaları geride bırakacak değerlere ulaştı.


Peki bütün bunlar nasıl oldu ? Kitlelerin gücüyle, yani kollektif yapılanmalarla. Dijital para 1980'lerde konuşuluyordu aslında. Hatta 1990 yılında Digicash firması bu fikir üzerine kurulup kısa sürede yüksek yatırımlar aldı. Fakat yine de dijital paralar bir türlü hayatımıza karışamadı. Taa ki yukarıda bahsettiğim kitlelerin gücünün keşfine kadar.

2008 yılında Satoshi Nakamoto bir makale yayınladı. Ardından bunu hayata geçirdi ve biz farketmesek de Bitcoin hayatımıza karışmaya başladı. Temelde basit bir mantık üzerine kurgulanan bitcoin, arkaplanında güçlü algoritmik yaklaşımlara dayanır. Sisteme dahil olan herkesin açık bir anahtara(Tc kimlik numarası gibi) sahip olduğu, yapılan işlemlerin tamamının dijital imzalarla sağlandığı, her işlemin görülebildiği fakat değiştirelemediği ve içeriği oluşturan datanın sisteme dahil olan insanların cihazlarında saklandığı bir internet ağından bahsediyoruz.

Sistem nasıl çalışıyor, nereden emin olabiliyoruz bu değiştirilemezlikten, nasıl sağlanıyor güvenliği anlamaya çalışalım. Şimdi siz bir bitcoin almak üzere niyetlendiğinizde, dijital bir cüzdan ediniyorsunuz. Ya da cryptocurrency borsaları aracı olarak işlemlerinin için size ortam sağlıyor. Biz cüzdan örneğinden devam edelim. Cüzdan, bir hesap oluşturduğunuzda size bir id-kimlik-açık anahtar-public key oluşturuyor. (Bu hesaptan dilediğiniz kadar oluşturabilirsiniz). Bununla birlikte hesabınızı korumak, sadece sizin ulaşmanızı sağlamak için bir de özel anahtarınız(private key) olacak. Bunu saklamak ve korumak sizin sorumluluğunuzda. Yapacağınız işlemleri sizin yaptığınızı teyit eden dijital imzalar bu özel anahtarınız sayesinde oluşturulacak. Hesap oluşturdunuz ve şimdi bitcoin almak istiyorsunuz. Bunun için ya borsaları kullanacaksınız ya da bitcoini olan birisi size bitcoin gönderecek. Diyelim ki bitcoininiz var ve birisine göndermek istiyorsunuz. Göndermek istediğiniz kişinin açık anahtarını öğrenmelisiniz. Bu açık anahtara, bankalardaki alıcı IBAN gibi, ne kadar bitcoin göndermek istediğinizi belirtip cüzdan uygulamanızdan gönderiyorsunuz. Bu bilgi bir transaction oluyor. Bu transaction, networkte madencilik yapan(ne olduğundan bahsedeceğim) herkese gidiyor. Madenciler başkalarından gelen transactionlar ile birlikte bunların doğruluğunu kontrol ediyor. Yani bunu yapan da aslında madencilerin cihazları üzerinde sistem. Yapılan kontrol transaction üzerinde bulunan gönderici ile dijital imza eşleşiyor mu ve göndericinin göndermek istediği kadar bitcoini gerçekten var mı ? Eğer bir sıkıntı yoksa toparlanan transactionlar blok haline getirilip, bloklardan oluşan bir zincire ilave ediliyor. Bu zincir ana database'i oluşturuyor, bütün madencilerde bulunuyor. (Göndericinin hesabında yeterince Bitcoin var mı kontrolü bu zincirin tamamına bakılarak yapılıyor). Bu veriler bütün madencilerde bulunduğu için herhangi bir madencinin sistemden ayrılması durumunda kaybolmuyor, çünkü herkeste var. Dolayısıyla sizin hesabınız ve içerisinde ne kadar bakiye olduğu, bugüne kadar ne işlem yaptığınız ve diğer tüm kullanıcılar için bu bilgilerin hepsi bu şekilde kaybolmadan saklanıyor.


Peki madenciler bunu neden yapıyor ? Doğru kurgulanmış ve mantıklı çalışan bölüm burası. Madenciler, yaptıkları bu işlemler karşılığında ödül olarak Bitcoin alıyorlar. Sistemde var olan bütün Bitcoinler aslında bu şekilde oluşuyor. İlk blok oluşturulup sistem 50 Bitcoin ile başlatılıyor, devamında yapılan işlemler ve oluşturulan bloklar karşılığında bu işlemleri yapan cihaz hesaplarına bitcoin yükleniyor. Peki bu ne zamana kadar sürecek ? 2140 yılında 21 milyon bitcoin ile bitcoin üretimi sonlanıyor ve artık madenciler sadece transfer ücretleri olarak aldıkları bitcoinleri kazanır hale geliyorlar.

Peki herkes madenci olabiliyor mu ? Herkes teorik olarak madenci olabiliyor evet ama günümüzde madencilerin yaptığı işlemler yüksek kapasiteli cihazlar istediği için bu iş ile özellikle ilgilenip yatırım yapanlar madenci oluyor. Bu işlemlerin zorluğu ise zaman içerisinde bu artıyor, ilk zamanlar madencilik yapmak her kişisel bilgisayarda mümkünken şu an kişisel bilgisayarlarda seneler alması söz konusu. Değişen zorluk, özellikle kurgulanan bir problem. Yani kontroller ve transferler ile ilgili dataların toplanması değil burada zor olan. Toplanan bilgilerin 'hash' lenmesi gerekiyor. Hash bir şifreleme işlemi, fakat şifreleme ardından elde edilen hash ile tekrar datanın oluşturulması mümkün değil. Neden hash'liyoruz peki? Geri elde etmek için değil, datanın içeriğindeki tek bir noktalama işaretindeki değişiklik bile bambaşka bir hash sonucunu üretiyorken aynı data her zaman aynı hash sonucunu üretir. Bloklar hashlenip, hash bilgisi bir sonraki bloğa yazılıyor. Bu şekilde her bir blok önceki blok içeriğinde değişiklik var mı yok mu bunu kontrol edebiliyor. Zorluk da bu hash'in oluşturulması. Başlangıçta örneğin 30 karakterli hash kabul edilirken, daha sonra en fazla 10 karakterli hash olmalı deniliyor. Bu durumda madenciler transactionların yerlerini değiştirerek ve bazı değişken değerlerini farklılaştırarak isteninlen aralığa denk gelen bir hash değeri yakalamaya çalışıyor. Bu sadece deneme yanılma yoluyla mümkün olduğu için çokça işlemci gücü ve zaman istiyor. İlk istenilen aralıkta hash oluşturan bloğunu zincire ekleyip ödülünü alıyor, diğerleri bir sonraki blok için çalışmaya başlıyor. Döngü bu şekilde devam ediyor. Tek bir blok değiştirilemiyor, çünkü diğer blokta hash ile uyumsuz hale geldiği hemen anlaşılıyor. Tek bir blok üretimi için bile çok efor sarfedildiğinden tüm zinciri değiştirmek mümkün değil. Güvenlik de bu şekilde sağlanıyor.

Sistemde bir değişiklik olacaksa, bu çoğunluk tarafından onaylandığı sürece olabiliyor. Yani 5 milyon kişi bu sistemde madencilik yaparken, 2,5 milyonun onayı olmaksızın herhangi bir değişiklik mantıksal olarak sisteme dahil edilemiyor. Ve en önemli kısım bu sistemi hiç bir otorite kontrol etmiyor. Algoritmalar herkes tarafından biliniyor, kodlar zaten tüm madencilerin bilgisayarlarında çalışıyor, isteyen herkes kodların tamamına bakabiliyor.

Yani facebook gibi, YouTube gibi, Uber gibi, gücünü kitlelerden alan bu kez finansal dünya oluyor. Dengeler değişiyor, kurallar bozuluyor, herkes buna uyum sağlamaya çalışıyor.