Mehmet Şimşek, Türkiye'nin bulunduğu coğrafyanın ve içinden geçilen dönemin önemine dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Şoklara dayanıklılık önemli. 2000'li yılların başında yapılan reformlarla temeller epey sağlamlaşmış ama şu an enflasyon, işsizlik, cari açık gibi temel sorunların olduğu, bütün bunlara rağmen uzun vadeli geleceği parlak olduğu bir ekonomiden bahsediyoruz. Yapısal reformlarla şoklara karşı dayanıklılığı çok daha artırabileceğimiz dönemdeyiz. Türkiye'de piyasalar strese, şoklara tepki veriyor.
Son 15 yılda birçok dış şok yaşadı ülkemiz. Küresel finans krizi herkesi etkiledi, etkileri hala kısmen devam ediyor denilebilir. Euro Bölgesi borç krizi bizi Brezilya'dan, Çin'den, Endonezya'dan çok daha fazla etkiledi çünkü AB bizim en büyük ticaret ortağımız. Ortadoğu'daki jeopolitik gerginlikler, ki etkileri hala devam ediyor, Türkiye'yi aşağı çeken bir faktör. Özellikle DEAŞ gibi barbar bir terör örgütünün yükselişi, hem yakın coğrafyayı, hem Türkiye'yi doğrudan, dolaylı önemli ölçüde etkiledi." dedi.
Başbakan Yardımcısı Şimşek, Türkiye'nin Rusya ile yaşadığı krizin piyasalara yansımasını hatırlatarak, şu an son 1-1,5 yıldır Batı ile bazı gerginlikler olduğunu anımsattı.
"Batı perspektifi ile, 'Türkiye hukuk devletinden uzaklaşıyor algısının yansımaları var. Türkiye'nin ise 'Batı bizi anlamıyor, yeterince dayanışma göstermiyor, bizim terör tehdidine yönelik kaygılarımızı paylaşmıyor, işbirliği yapmıyor, çifte standart uyguluyor.' diye bir perspektifi var." diyen Şimşek, tüm bunların algıyı ve gerçekliği şekillendirdiğini anlattı.
Şimdi hem algıyı hem gerçekliği değiştirmek için reform dönemi
Şimşek, reformları yapmak için, zamanlama, kaynak, irade gerekliliğinin yanı sıra iç ve dış şok ve gerilimle enerjinin harcanmasının reformlarda güçlü ivme kazanmaya engel olabildiğini belirterek, son yıllarda Türkiye'nin başına gelen olayları hatırlattı.
Geçen sene gerçekleşen hain darbe girişiminin zirve olduğuna dikkati çeken Şimşek, "Türkiye dünyada terörden en çok etkilenen 7'inci ülke. Dolayısıyla Türkiye'deki OHAL durumu, dünyadaki algısı, Türkiye'nin verdiği tepkiler başına gelenlerle yakından ilgili. Durup dururken bu noktalara gelinmedi. Burada algı son dönemde bozuldu. Bu da gerçekliği kısmen etkiliyor. Bizim gerçekliğimiz algımız kadar kötü değil arzuladığımız kadar da iyi değil. Şimdi hem algıyı hem gerçekliği değiştirmek için reform dönemi." değerlendirmesinde bulundu.